4. Hukuk Dairesi 2016/10054 E. , 2019/2145 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 22/01/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/02/2016 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 09/04/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat ...... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; davalı ... Gazetesi"nin 22.01.2013 tarihli nüshasının 5. sayfasında "...... Kendinden Değil ...... Bankasından Olduğunu Öğrendi" başlıklı bir haber yayınlandığını, dava konusu haberde davacının 8 yıl önce eşinden habersiz şekilde ......"da ...... bankasından hamile kaldığı, "......" isimli erkek çocuğu doğurduğu, şiddetli geçimsizlik nedeniyle eşiyle boşanma aşamasında DNA testi ile çocuğun eşinden olmadığının ortaya çıktığı ve eşinin işlemi yapan ......dan şikayetçi olduğuna ilişkin haber yayınlandığını, davalının sahibi olduğu www.gazetevatan.com internet sitesinde de 21.01.2013 tarihinde aynı içerikte "...... Senden Değil" başlıklı haber yayınlandığını, haberin gerçek dışı bilgilerden oluştuğunu ve davacıların özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini, boşanma davasının derdest olduğunu, ...... 1. Aile Mahkemesi"nin 2010/123 esas sayılı dosyasında davaya konu haber tarihinden çok önce 18.02.2011 tarihinde gizlilik kararı verildiğini, bu kararın da ihlal edildiğini, haberdeki ifadelerin davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek, oluşan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili; davalı gazetenin tekzip metnini yayınladığını , dava konusu haberin basın özgürlüğü çerçevesinde ve hukuka uygun olarak kaleme alındığını, haberin görünür gerçekliğe uygun, güncel ve haberde kamu yararı bulunduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, haberin basın özgürlüğü kapsamında kaldığı, davacıların kişilik haklarını ihlal kastı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel hayat, öncelikle bireylerin kendilerini geliştirebilecekleri ve başkalarıyla mahrem ilişkilere girebilecekleri kavramsal ve fiziksel bir alana işaret etmektedir. Anayasa’nın “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20. maddesi gereğince herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 8. maddesinde de herkesin özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu belirtilmiş; maddenin ikinci fıkrasında ve Anayasa"nın 20/2. maddesinde yasaya uygun sınırlama nedenleri sayılmıştır. Bundan başka, Medeni Kanun"un 24. ve 25. maddeleri ile hukuka aykırı olarak kişilik haklarına yapılan saldırılar koruma altına alınmış, bu hakların saldırıya uğramasının yaptırımı da Türk Borçlar Kanunu"nun 58. maddesinde gösterilmiştir.Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Birleşmiş Milletler ...... Haklarına Dair Sözleşme de ise ......ları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşünce olarak benimsenmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut davaya baktığımızda; bireyin mahremiyet alanının ve bu alanda cereyan eden eylem ve davranışlarının da kişinin özel yaşamı kapsamında olduğu açıktır. Mahremiyet hakkı ve bu alana ilişkin bilgilerin gizliliğinin korunması gerekmektedir. Davacıların tamamen özel ve aile hayatına ilişkin mahrem bilgilerin, isimleri ile birlikte ulusal basında yayınlanmasında kamu yararı olmadığı gibi kamuoyunda herhangi bir tartışmaya katkı sağlamadığı, öz ve biçim arasında denge bulunmadığı gözetilerek basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği de açıktır. Haberde kullanılan ifadeler, davacıların özel hayatına ve kişilik haklarına saldırı içermektedir. Şu halde; davacılar yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davanın redddedilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ve davacılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.