Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/483
Karar No: 2017/442
Karar Tarihi: 08.03.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/483 Esas 2017/442 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/483 E.  ,  2017/442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 3. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.11.2012 gün ve 2012/699 E., 2012/688 K. sayılı kararının temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 11.02.2013 gün ve 2013/3552 E., 2013/4951 K. sayılı kararı ile onanmış, davalı vekilinin maddi hata dilekçesi üzerine bu kez Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 10.07.2013 gün ve 2013/6214 E., 2013/20995 K. sayılı kararı ile:
    "… Davacı işçi, davalıya ait işyerinde genel müdürlükte 02.11.2000 de çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin işverence 31.12.2009 tarihinde sona erdirildiğini, şirketin 2000 yılında özelleştirilmesinden sonra davalı işyerindeki çalışanlarına şu şekilde ücret zammı yapmayı taahhüt ettiğini, 01.01.2001 tarihinden geçerli olmak üzere baz alınan ücret üzerinden hesaplanacak en son 6 aylık TÜFE oranında ücret artışı yapılacağını, 01.07.2001 den geçerli olmak üzere 30.06.2001 de almakta oldukları ücret üzerinden hesaplanacak en son 6 aylık TÜFE oranında ücret artışı yapılacağını, bu tarihten itibaren her yıl 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihleri itibariyle personelin aldığı ücret en son 6 aylık TÜFE oranında arttırılacağını, davalı 14.11.2003 de 6 aylık TÜFE oranındaki artış uygulamasından vazgeçtiği ve ücret artışlarını şirket yönetimince belirlenen dönem ve oranlarda uygulamaya başladığını ancak ücretine 01.01.2001 den itibaren TÜFE artışları oranında zam yapılmadığı için iş akdinin feshedildiği tarihe kadar ücretleri ve Nisan ve Kasım aylarında ödenen ikramiyeleri ile her yıl Ocak ayında ödenen yıl sonu ikramiyeleri eksik ödendiğini ileri sürerek, ücret fakı ile ikramiye farkı ödetilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı işveren, iş akdinin 31.12.2009 itibariyle feshedildiğini, ücret, yıllık izin ücreti, kıdem- ihbar tazminatı ve ikramiye alacağı ödendiğini, ibraname alındığını, davacı ile ücret artışlarının geçmiş 6 aylık tüfe artış oranlarında ücret artışı yapılacağına ilişkin yapılmış bir hizmet akdi olmadığını, buna rağmen 2002 ve 2003 yıllarında tüfe artış oranları göz önüne alınarak ücret artış oranları işverence belirlendiği ve personele duyurulduğunu açıklayarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, "Nakle Tabi Personele Teklif Edilecek Paket" başlıklı belgede maaş artışının 6 aylık dönemlerde ve TÜFE oranında olacağının belirlendiği, bazı işçilere ait sözleşmelerde de ücretlere 6 aylık TÜFE oranında artış yapılacağının kararlaştırıldığı, davalının taahhüdü, eşit davranma yükümlülüğü kapsamında özelleştirmeden sonraki taahhüt ve sözleşme kapsamında ücretlere Tüfe oranında artış yapmasının gerekli olduğu gerekçesi ile enflasyon artışına dayanan taleplerin kabulü ile ücret farkı ve ikramiye farkı isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, davalı işyeri 21 Temmuz 2000 tarihinde özelleştirilmiştir. Davacı işçi ise 02.11.2000 tarihinde işe başlamıştır. Davacı, özelleştirme öncesinde işyerinde kapsamdışı statüde çalışmamış ve nakil hakkından vazgeçerek işverenle çalışan ve kapsamdışı nakle tabi personel gibi işverenle 2000 yılında iş sözleşmesi imzalamamıştır. Bu yüzden nakle tabi ve işverenle aralarında yazılı sözleşme olan işçilerle davacı arasında eşitlikten söz edilemez. Davacının nakle tabi personelle 2000 yılında yapılan sözleşmelerden yararlanması ve her yıl Ocak ve Temmuz aylarında TÜFE enflasyon oranlarında ücret artışı uygulanması mümkün değildir.
    Davalı işveren, 2000 yılı Kasım ayında işe başlayan davacıya 2002 Ocak ve sonrasında ücret artışlarını uygulamıştır. Davacı işçi ile işveren arasında 14.11.2003 tarihinde iş sözleşmesi imzalanmış ve ücret artışlarının şirket yönetimince belirlenecek dönem ve oranlarda yapılacağı kararlaştırılmıştır. Belirtilen sözleşme öncesinde davacı işçiye her yıl Ocak ve Temmuz aylarında enflasyon oranlarında ücret artışını öngören yazılı sözleşme olmadığı gibi, davacı işçinin emsaline aynı yönde uygulama yapıldığı da kanıtlanabilmiş değildir.
    “Nakle Tabi Personele Teklif Edilecek Ekstra Paket” başlıklı belgenin de özelleştirme öncesinde işyerinde çalışan kapsamdışı personelin nakil yoluyla işyerinden ayrılmamaları için öngörüldüğü, davacı işçinin nakle tabi personel olmaması sebebiyle paketteki taahhüdün davacı açısından geçerli olmadığı kabul edilmelidir.
    Böyle olunca davacının taleplerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabule dair karar verilmesi, hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir…"
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacı ile özelleştirme sonrası yapılan yazılı bir iş sözleşmesi sunulmadığı ancak "Nakle Tabi Personele Teklif Edilecek Paket" başlıklı belgede ücret artışının 6 aylık dönemlerde ve TÜFE oranında olacağının belirlendiği, bazı işçilere ait sözleşmelerde ücretlere 6 aylık TÜFE oranında artış yapılacağının kararlaştırıldığının görüldüğü, davalının eşit davranma yükümlülüğü kapsamında özelleştirmeden sonraki taahhüt ve sözleşme kapsamındaki ücretlere de TÜFE oranında artış yapmasının gerekli olduğu, davacının yazılı onayı yapılan değişiklikle ücretin düşürülemeyeceği gerekçesiyle davacının ücret farkı ve ikramiye farkı alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece önce onanmış, davalı vekilinin maddi hata talepli dilekçesi üzerine bu kez yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık davacının davalı şirketin özelleştirilmesinden sonra taahhüt ettiği her yıl Ocak ve Temmuz aylarında TÜFE enflasyon oranlarında yapılması kararlaştırılan ücret artışı zamlarından yararlanıp yararlanmayacağı buradan varılacak sonuca göre davacının ücret alacağı ve ikramiye alacağı farkına hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme, bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi)
    Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda, mahkemece davacı ile özelleştirme sonrası yapılan yazılı bir iş sözleşmesi sunulmadığı ancak "Nakle Tabi Personele Teklif Edilecek Paket" başlıklı belgede ücret artışının 6 aylık dönemlerde ve TÜFE oranında olacağının belirlendiği, bazı işçilere ait sözleşmelerde ücretlere 6 aylık TÜFE oranında artış yapılacağının kararlaştırıldığının görüldüğü, davalının eşit davranma yükümlülüğü kapsamında özelleştirmeden sonraki taahhüt ve sözleşme kapsamındaki ücretlere de TÜFE oranında artış yapmasının gerekli olduğu belirtilerek davacının taleplerinin kabulüne yönelik verdiği karar Özel Dairece, “2003 öncesinde davacı işçiye her yıl Ocak ve Temmuz aylarında enflasyon oranlarında ücret artışını öngören yazılı sözleşme olmadığı gibi, davacı işçinin emsaline aynı yönde uygulama yapıldığının kanıtlanamadığı ve davacı işçinin nakle tabi personel olmadığı” gerekçeleriyle bozulmuş olup, mahkemece bozma sonrası “davalının davacıya ait işyeri dosyasını noksansız ibraz etmemesi sebebiyle davacının nakle tabi personel olmadığının anlaşılmadığı, bu nedenle ispat yükünün işçiye yüklenemeyeceği, esasen eşit davranma borcu gözetildiğinde nakle tabi personel olup olmamanın tek başına sonuca etkili olamayacağı, işverenin işçilerle yaptığı sözleşmelerde farklı zam uygulanmasının ayrımcılık niteliğinde olacağı” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
    Bu durumda, temyize konu karar gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, bozmadan esinlenilerek verilen ve Özel Daire denetiminden geçmeyen tamamen yeni gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
    Hal böyle olunca kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı şirket vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere , 08.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi