Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1566
Karar No: 2021/1452
Karar Tarihi: 01.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1566 Esas 2021/1452 Karar Sayılı İlamı

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

....

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

....

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI ....
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın dava dışı ...... numaralı, ..... numaralı ticari krediler ile kredi kartı kullandırdığını, davalının bu kredilere kefil olduğunu, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle 05/09/2016 tarihinde davalıya ve dava dışı ...’e ihtarname gönderildiğini, ihtarın karşı tarafa 23/09/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının bu ihtara rağmen ödeme yapmaması nedeniyle aleyhinde Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün.... Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı/borçlunun borca haksız bir şekilde kötüniyetle itiraz ettiğini iddia ederek davalı borçlunun borca vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, asıl alacağın % 20' si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının 27.000,00 TL için borca kefil olduğunu, kefalet limitinin davalının rızası dışında banka tarafından arttırıldığını, kefalet limitini usulsüz bir şekilde arttıran banka personelinin asıl borçlunun yakın arkadaşı olduğunu ve yaptığı usulsüzlükler nedeni ile bankadaki görevine son verildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ... arasında 15/08/2013 ve 27/12/2013 tarihli iki ayrı sözleşme imzalandığı, bu sözleşmelerden 15/08/2013 tarihli sözleşmede davalının kefil olarak imzasının bulunmadığı, 27/12/2013 tarihli sözleşmede ise davalının kefil olarak imzasının bulunduğu ancak, davalının evli olduğuna dair bir ibarenin sözleşmede yer almadığı ve eş rızası alınmadığı, UYAP'tan temin edilen nüfus aile kayıt tablosuna göre davalının 12/02/2010 tarihinde evlendiği, 08/09/2015 tarihinde boşandığı, yani kefil olduğu 27/12/2013 tarihinde evli olduğu, sözleşmede davalı kefilin eşinin rızasının alınmaması nedeni ile kefalet sözleşmesinin kesin olarak hükümsüz olduğu, kefalet sözleşmesinin davalıyı bağlamayacağı, davalının icra takip konusu borçtan sorumlu tutulamayacağı, her ne kadar davalı, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş ise de davacının icra takibini kötü niyetli başlattığının kanıtlamadığı gerekçesiyle davalının yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...'ın sözleşmeyi kefil olarak imzaladığı ve sözleşmenin imzalandığı tarih olan 27/12/2013 tarihli muvafakatname başlıklı belge ile ...'in bankadan kullandığı veya kullanacağı her türlü kredisi nedeniyle doğmuş ve doğacak borçların ifa edilmemesi nedeniyle doğacak sonuçlardan eşim ...'ın 50.000,00 TL'ye kadar kişisel sorumluluk üstlenmesine genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmasına rıza gösteriyorum şeklinde muvafakat verdiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün sayılı .... esas sayılı dosyası, genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, banka kayıtları ve bilirkişi raporları, nüfus kayıtları vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün sayılı ... esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının ... ... A.Ş., borçluların ... olduğu, borçlu aleyhinde genel haciz yoluna özgü icra takibinin başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 31/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlulanun 03/11/2016 tarihinde, süresi içinde borcun tamamına, işlemiş ve işleyecek faiz oranına itirazı üzerine takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği, işbu davanın İİK'nın 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Dosya kapsamından, davacı banka ile dava dışı ... arasında 15/08/2013 ve 27/12/2013 tarihlerinde iki ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının 15/08/2013 tarihli sözleşmede kefil olarak imzasının yer almadığı, 27/12/2013 tarihli sözleşmede ise kefalet imzasının bulunduğu, ancak davacı vekilince dosyaya sunulan sözleşme aslında eş rızasına ilişkin bir belgenin ve açıklamanın bulunmadığı, 25/09/2018 tarihli ön inceleme duruşmasının 4 no'lu ara kararında davacı vekiline HMK'nın 322/1 ve 140/5 maddeleri gereğince usulüne uygun olarak verilen kesin süreye rağmen davacı vekilince yargılama sırasında eş rızasının bulunduğuna dair herhangi bir belge sunulmadığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK'nın "..." başlıklı 584/1.maddesinde; "Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır" hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise "ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı ..... Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz", hükmü eklenmiştir.
Buna göre eşin kefalet akdine vereceği rızada kefalet akdi gibi yazılı olmalı, sorumlu olunacak azami miktar ve tarihi de içermelidir. Rızanın kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce ya da en geç sözleşmenin kurulması sırasında alınması gerekir. Sözleşme kurulduktan sonra diğer eş tarafından sözleşmeye icazet verilmesi imkanı tanınmamıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacı yanca yargılama sırasında mahkemece ön inceleme duruşmasında HMK'nın 322/1 ve 140/5.maddeleri gereğince verilen kesin süre içerisinde eş rızasına ilişkin belge sunulmamış olup, istinaf aşamasında sunulan 27/12/2013 tarihli "Muvafakatname" başlıklı belgenin her zaman düzenlenebilecek hali nitelikte belge olması, yargılama sırasında dosyaya aslı sunulan genel kredi sözleşmesi ekinde kredi ödeme planı, ...., Bilgilendirme Formu vs.belgelerin aslı sunulmuş olmasına karşı dayanılan muvafakatname beyanının bulunmaması ve genel kredi sözleşmesinde de eş rızasına ilişkin bir açıklamanın yer almaması, bilirkişinin banka kayıtlarında yaptığı inceleme sonrasında raporuna eklediği belgeler arasında da söz konusu belgenin bulunmaması ve rapor içeriğinde de bahsedilmemiş olması karşısında ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 01/12/2021
...

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi