Esas No: 2019/5498
Karar No: 2021/1481
Karar Tarihi: 30.03.2021
Danıştay 10. Daire 2019/5498 Esas 2021/1481 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5498
Karar No : 2021/1481
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİL (DAVALI YANINDA ) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, 1990 doğumlu olay anında 22 yaşında olan …'ın davalı idareye ait sağlık kuruluşunda gerçekleştirilen tedavilerinde hatalı tıbbi müdahale yapılmak suretiyle vücudunda kalıcı izler ve akciğerlerinde kalıcı fonksiyon ve iş gücü kaybı oluşmasına sebebiyet verildiğinden bahisle uğranılan zarara karşılık ... için 300.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî, ... ve ... için ayrı ayrı 25.000,00 TL manevî tazminatın ilk hatalı eylemin yapıldığı 09/11/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:... sayılı kararıyla; 1990 doğumlu ...'ın 09/11/2012 günü saat 10.34'de karın ağrısı ve kusma şikayeti ile davalı Hacettepe Üniversitesi Hastanesine (Acil Servise) başvurduğu, aynı gün akut apandisit tanısı ile uzmanlık eğitimi devam eden … Dr. … tarafından … Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. …'a bilgi verilerek ameliyata alındığı, 10/11/2012 tarihinde sorun görülmeyerek taburcu kararı verildiği, 11/11/2012 günü saat 11.46'da karın ağrısı şikayeti ile tekrar servise kabul edildiği, karında yaygın sıvı görülmesi üzerine bağırsak delinmesi ön tanısı ile acil ameliyata alındığı, “bağırsak perforasyonu 1,5 cm(delinmesi)” ve “peritonit (karın zarı iltihaplanması)” tespit edildiği, bağırsağın onarılarak ameliyata son verildiği, 03/12/2012 tarihinde taburcu edildiği,
Davacıda fonksiyon ve iş gücü kaybı oluşup oluşmadığı hususu açısından Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen … tarihli ve … sayılı sağlık kurulu raporunda, "Hastanın mevcut bulguları ile solunum fonksiyon ve iş gücü kaybı bulunmadığı" hususu belirtildiğinden maddi tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların oluşmadığı,
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca hazırlanan 16/07/2014 tarihli raporda ve Adli Tıp Genel Kurulu'nca hazırlanan 27/08/2015 tarihli raporda, yapılan apendektomi ameliyatının ve uygulanan tedavilerin tıp kurallarına uygun olduğu, ilk ameliyata bağlı gelişen ince barsak perforasyonu ve batın içi enfeksiyona bağlı tablonun komplikasyon olarak değerlendirildiği, oluşan tablo ile komplikasyon olarak değerlendirilen ince barsak perforasyonu arasında illiyet bağı bulunduğu, sağlık hizmetlerini sağlık personeli aracılığıyla yerine getiren idarenin ve ameliyatın yapıldığı tarihte uzmanlık eğitimi almakta, henüz uzmanlığının sertifiye edilmemiş olduğu anlaşılan ameliyatı yapan Dr. …'ın durumu yönünden hukuki değerlendirmenin yürürlükteki mevzuat çerçevesinde Mahkemenin takdirinde olduğu, görüşlerine yer verildiği,
Bu kapsamda ameliyatın yapıldığı tarihte uzmanlık eğitimi almakta olan ve henüz uzmanlığı sertifiye edilmemiş olduğu anlaşılan ameliyatı yapan Dr. ... açısından 2011/19 sayılı Sağlık Bakanlığı Genelgesi ile uzmanlık bilgi ve becerisi gerektiren her türlü müdahale ve tıbbi uygulamaların mutlaka ilgili eğitim sorumlusu veya uzman sorumluluğunda ve nezaretinde yapılması gerektiği düzenlemesine yer verildiği ve bu yönüyle davalı idareye ait sağlık kuruluşunda sunulan sağlık hizmetinin mevzuata uygun yürütülmediği sonucuna varılarak, davacıların maddî tazminat isteminin reddine, manevî tazminat isteminin ise ... için 75.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 125.000,00 TL'lik kısmının kabulü ile merciine tevdii kararının davalı idareye tebliğinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevî tazminat ve faiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, akciğer çevresindeki ifrazatın iltihaba neden olduğu, akciğerinde kalıcı iz bıraktığı, maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği, nisbi harca ilişkin hükmün yanlış kurulduğu, önce davacılara tamamlatılıp sonra idareden alınmasının yanlış olduğu, tazminat isteminin tamamının kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, idarenin tazmin sorumluluğunun şartlarının oluşmadığı, uygulanan tedavi sürecinin tıp kurallarına uygun olduğu, tüm sürecin … bölümü öğretim görevlisi Doç.Dr. ... gözetiminde yürütüldüğü, belli bir aşamadan sonra bizzat bu hekimin katıldığı, uzmanlık eğitimi alanların operasyonlara katıldığı, hekim ...'ın uzmanlığına 01/11/2007 tarihinde başladığı, olay anında 61. ayında olduğu, 5 yıllık eğitim süresini tamamladığı, harçtan muaf olunduğu, reddedilen maddi tazminat üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir. Müdahil tarafından, hastanın ilk ameliyat sonrasında ortaya çıkan sağlık sorunlarının tedavisine yönelik yapılan tıbbi uygulamaların tümüyle tıp kurallarına uygun olduğu, bu sürecin herhangi bir aşamasında kusur bulunmadığı, hastaya yapılan ameliyatın gerçekleştirildiği sağlık kurumunun bir eğitim kurumu (Tıp Fakültesi Hastanesi) olduğu, bu kurumun özelliğinin ve çalışma düzeninin de yapılacak değerlendirmede gözetilmesi gerektiği, fakülte hastanelerinin uygulamalı eğitim ile desteklendiği, hekimlerin teorik bilgileri pratik bilgilerle pekiştirilerek hekim ve uzman hekimlere mesleklerini tek başlarına icra etme yeterliliğinin kazandırılmakta olduğu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalındaki uzmanlık eğitiminde de tıpkı diğer eğitim hastanelerinde olduğu gibi, her asistana ait olduğu eğitim yılına göre sorumluluk yüklenerek hasta yönetmesine ve ameliyat yapmasına izin verildiği, ameliyatın türüne ve ameliyatı yapacak asistanın eğitim yılına göre değişmek üzere asistan hekimler bir öğretim üyesiyle süpervizörlü olarak, daha kıdemli bir asistanla veya tek başına ameliyat yapıldığı, asistan hekimlerce bazı ameliyatların tek başına yapılması, kısa bir süre sonra atanacağı yerde yalnız olarak bu ameliyatları yapmak zorunda kalacak hekimlerin, olabildiğince bir başkasına, yani hocasına güven duymadan, tek başına karar alma ve süreci yönetme becerisini geliştirme ihtiyacından kaynaklandığı, Dr. ... uzmanlık belgesini almamış ise de resmi uzmanlık eğitimine 01/11/2007 tarihinde başladığı ve beş yıllık eğitim süresini hastanın ameliyat edildiği tarihten önce (01/11/2012 tarihi itibarıyla) bitirdiği, hekimin Genel Cerrahi Anabilim Dalında yeterli sayıda başasistan olmadığı için 01 Ocak 2013’e kadar bir başasistan gibi çalıştığı, Ocak 2013’ten uzmanlık sınavına girdiği 18/07/2013 tarihine kadar uzmanlık tezini hazırlamak için çalışma süresinin uzatıldığı, dolayısıyla Dr. ...'ın hasta ...’ın cerrahi sorununu yönetecek yeterli bilgi ve tecrübeye sahip bir hekim olduğu, kusurlu bir hizmetinin olmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin müdahilin duruşma istemi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak taraflarca yapılan istinaf istemlerinin reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de .. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 30/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.