23. Ceza Dairesi 2016/86 E. , 2016/3425 K.
"İçtihat Metni"
Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama ve hakaret suçlarından şüpheliler ..., ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/11/2014 tarihli ve 2013/29265 soruşturma, 2014/13205 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii .... Sulh Ceza Hakimliğinin 09/02/2015 tarihli ve 2015/815 değişik iş sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 02/12/2015 gün ve 25170/79334 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/12/2015 gün ve 2015/401053 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müşteki...’in ... Belediyesinde Mali Hizmetler Müdürü olarak görev yaptığı, şüpheliler ... ve ...’nun anılan Belediyede başkan danışmanı olarak görev yaptıkları, şüpheli ...’ın ise anılan Belediye için yaptığı bir kısım elektrik işlerinden dolayı alacaklı olduğu, 17/09/2013 tarihinde “Haberdar” isimli yerel gazetede ve aynı gazeteye bağlı internet sitesinde “...’i getir ödemeyi al!” başlığı ile yayınlanan haberde ...Elektrik firma sahibi ...’ın anılan Belediye yetkililerinin teminatı ödemek için kendisinden 2 adet... cep telefonu istediklerini beyanla Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetçi olduğu belirtilerek şikayet dilekçesinin haberde yayınlandığı, haberin içeriğinde Belediye Başkan Danışmanı ...’ın Belediye Mali İşler Müdürü ...e verilmek üzere söz konusu telefonları istediklerinin belirtildiği, şüpheli ... tarafından yapılan şikayete ilişkin dosyanın bu dosya ile birleştirildiği, ancak şüpheliler... ve...’ın müşteki ... adına cep telefonu istediklerine dair haklarında kamu davası açılmasını gerektirir delil bulunmadığı belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, şüpheli ... hakkında ise basın yoluyla hakaret suçuna ilişkin dava açma süresinin 6 ay olduğu ve bu süre içerisinde delillerin tam olarak toplanamaması nedeniyle dava açılamadığı ve sürenin dolması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de şüpheli ...’ın basın mensubu olmadığı, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 05/05/2011 tarihli ve 2010/22650 esas, 2011/6288 sayılı ilamı ile “5187 sayılı Basın Yasasının 26/1 maddesinde öngörülen dava açma süreleri, basın yoluyla işlenen suçlar açısından, aynı Yasanın 1. ve 3. maddelerine göre basın özgürlüğünden; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını kullanarak yararlanacak ve cezai sorumlulukları anılan Yasanın 11. maddesinde belirtilen basın görevlileri için öngörülmüştür. İncelenen dosyada, yakınan aleyhine açıklama yaptığı iddia edilen belediye başkanı şüpheli ..."ın yazının yayımlandığı gazetede Basın Yasasının 11. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bir görevinin bulunduğu ileri sürülmemiştir. Bu durumda adı geçen şüpheli yönünden Basın Yasasının 26/1 maddesindeki dava açma süresinin dikkate alınması olanaksızdır.” şeklindeki kabulü de dikkate alındığında dava açma süresi dolduğundan bahisle şüpheli ... hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğu dikkate alınmaksızın itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şikayetin kapsamına, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile mercii kararları içeriklerine, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 6110 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun 19/01/2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararına göre, kanun yararına bozma istemine konu “hakaret” suçu ile ilgili inceleme görevinin Yargıtay (18.) Ceza Dairesine ait olduğu anlaşıldığından Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye gönderilmesine, 24/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.