20. Hukuk Dairesi 2013/5727 E. , 2013/10216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 125 ada 10, 13, 15, 21, 25 ve 31, 126 ada 5 ve 7, 128 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar, kime ait olduğu belirlenemediğinden; 128 ada 1 parsel, ahşap ev bahçesi niteliği ile; diğer parseller ise, tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazların kendisine babasından miras yolu ile intikal ettiğini, diğer mirasçıların da paylarını zilyetlik devri senedi ile kendisine devrettiklerini ileri sürerek adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parsellerin beyanlar hanesindeki 3303 sayılı Kanunun 3. maddesine göre verilen şerhlerle birlikte davacı İsmail oğlu ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/10078 - 13172 sayılı kararı ile orman araştırması, tapu uygulaması ve zilyetlik araştırması yönlerinden bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile dava konusu 128 ada 1 sayılı parselin kadastro tespitinin iptaliyle davacı adına tapuya tesciline, 125 ada 10, 13, 15, 21, 25 ve 31, 126 ada 5 ve 7 parsellerin tesbit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.12.2012 gün ve 2012/7335-14782 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, davalı taşınmazların davacının babasından kaldığı, babasının sağlığında buğday vs. ekilerek kullanıldığı, 1990 yılında babasının ölümünden sonra 2007 yılına kadar davacı tarafından taşınmazlarda hayvan otlatmak, içindeki otları biçmek ve meyve ağaçlarının meyvelerini toplamak suretiyle kullanıldığı, bu şekildeki zilyetliğin taşınmazların ekonomik amacına uygun bir zilyetlik olmadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiştir. Ne var ki; mahkemenin gerekçesi dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Yapılan keşif, uygulama ve alınan orman bilirkişi raporuna göre taşınmazların orman olmadığı, ziraat bilirkişi raporuna göre de, taşınmazların fizikî özellikleri ve toprak yapılarına göre kadim tarım arazisi oldukları belirlenmiştir. Keşif sırasında dinlenen tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına göre ise, davalı taşınmazların ölümünden önce yaklaşık 40 yıl boyunca davacının babası ...tarafından ekip biçmek suretiyle kullanıldığı, onun ölümünden sonra ekilmediği, davacı tarafından otları biçilmek ve hayvan otlatmak suretiyle kullanıldığı bildirilmiştir. Taşınmazların evveliyatında orman ve mera olmadığı, davacının babası ...yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde belirtilen zilyetlik koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, muris ...’nin sağlığında taşınmazlar üzerinde zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğundan, ölümünden sonra artık kazanılmış olan zilyetliğin kaybedilip kaybedilmediği, zilyetliğin terk koşullarının bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulmalıdır. Ziraat bilirkişi raporuna göre taşınmazların halen
tarım arazisi niteliğinde olduğu, tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına göre de, davacının taşınmazları ot biçmek ve hayvan otlatmak suretiyle de olsa kullandığı ve koruduğu gözönünde bulundurulduğunda, zilyetliğin terki iradesinin bulunmadığı ve terk koşullarının oluşmadığı görülmektedir. Bu nedenle, davanın kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne;
....Köyü 128 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki şerhle birlikte davacı adına tapuya tesciline,
... Köyü 125 ada 10, 13, 15, 21, 25, 31 parsel ve 126 ada 5, 7 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline,
karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 18/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.