12. Ceza Dairesi 2020/1035 E. , 2021/6504 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/234 esas 2015/94 karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yağma ve hırsızlık suçlarından 22.12.2007-13.12.2012 tarihleri arasında 1818 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 02.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu,
Davacının 250.000,00 TL maddi 250.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 36.048,91 TL maddi 60.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede, 5271 sayılı CMK"nın "Tazminat isteyemeyecek kişiler" başlıklı 144/1-e. maddesinde ""Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar"" hükmüne göre davacının tüm aşamalardaki beyanları incelenip Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, tazminat davasına esas ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/234-2015/94 sayılı dosyasına ilişkin 28/04/2015 tarihli gerekçeli kararda ve ... 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 14/12/2012 tarihli yazısında, davacının tutukluluğunun 28/01/2009-12/12/2012 tarihleri arasında yapıldığının belirtilmesi karşısında, davacının tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ilgili ceza infaz kurumlarından sorulması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, hükmün gerekçesinde hükmedilen maddi ve manevi tazminata gözaltı tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verildiği belirtilmiş olmasına karşın, hükümde hükmedilen tazminata faiz uygulanmaması suretiyle, hükümle gerekçe arasında çelişki oluşturulması, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 5271 sayılı CMK"nın "Tazminat isteyemeyecek kişiler" başlıklı 144. maddesinin 1-e bendinde; “Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verildiği ve konuya ilişkin olarak Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 esas 2015/157 sayılı kararında da, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişinin tazminat talebinde bulunamayacağının kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ve sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 04.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.