21. Hukuk Dairesi 2019/3471 E. , 2019/7699 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A) Davacının İstemi:
Davacı vekili, müvekkilinin 14/08/2008 tarihinde davalı şirkette işe başladığını meslek hastalığına yakalanması nedeniyle haklı fesih ile işten ayrıldığını, 10/04/2012 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, kimyasallara maruz kaldığındığım ve ciddi rahatsızlıklara uğradığını, Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulunun raporu ile maluliyetin bulunmadığına karar verildiğini, bu kapsamda, meslek hastalıkları hastanesi raporu ve tüm tıbbi evraka göre 14/08/2008 - 10/04/2012 tarihleri arasında meslek hastalığına bağlı iş göremezlik oranının ve hali hazırda devam eden meslek hastalığının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalıların Cevapları:
Davalı şirket vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, meslek hastalığına ilişkin davalı şirket tarafından tüm yükümlülüklerin yerine getirdiğini, çalışma şartlarının hukuka uygun olduğunu, davacıya konulan tanının mesleki olmadığını, davacıya ait şikayetlerin ve raporların asılsız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemes, 29/11/2017 tarihli kararında, davanın kabulüne, davacının 2008 yılından 02/01/2012 tarihine kadar meslekî kaynaklı allerjik kontakt dermatit hastalığı nedeniyle E cetveline göre ve bu tarihler arasında %13 oranında meslekte kazanma güç kaybtna maruz kaldığı ve 02/01/2012 tarihinden itibaren maluliyetinin bulunmadığının tespitine hükmetmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı:
Davacı vekili, davalı Kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından sunulan tüm istinaf ıtırazlarıntn, HMK"nun 353/1-b-l maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz Talepleri:
Davacı vekili, Adli Tıp raporunda belirlenen %13 malüliyetin 2008-02/01/2012 tarihleri arasında geçerli olduğunu, bu tarihten sonra malüliyetin olmadığına ilişkin tespitin hatalı olduğunu hastalığın halen devam ettiğini, bu nedenlerle gerçek malüliyetin belirlenmesi ve iş gücü kaybının artırılarak kalıcı olduğu yönünde hüküm tesisini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, kararın hatalı olduğunu, davacının işbu davayı açmasında herhangi bir hukuki yararı bulunmadığını, davacının maluliyetinin 02/01/2012 tarihinden sonrası için devam etmediğini, işveren tarafindan tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesi sebebiyle maluliyetten kaynaklanan maddi kaybın bulunmadığını, malüliyet oranını kabul etmediklerini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, aksi halde davanın kısmen reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak lehine bozma kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, davacının 2008 yılından 02/01/2012 tarihine kadar mesleki kaynaklı allerjik kontakt dermatit hastalığı nedeniyle E cetveline göre bu tarihler arasında %13 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin tespitine şeklinde karar verilmiş ise de verilen kararın hem usul hem de esas yönünden kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin kabul ettiği olgulara göre davanın reddine, aksi halde kısmen reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, davalıların temyiz itirazlarına gelince;
Dava, meslek hastalığı ve meslek hastalığına bağlı sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkindir.5510 sayılı Yasa’nın “ Meslek Hastalığının Tanımı, Bildirilmesi ve Soruşturulması ” başlıklı 14. maddesinde; “ Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.
Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;
a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi,
b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbi sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi, sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından, (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından, bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücu edilir.Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabilir.Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır. ” düzenlemesi yer almaktadır.Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasanın 58. ve 95. maddelerinde meslekte kazanma gücü ve malul sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre; davacıdaki arızanın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda öncellikle Kurum nezdinde bulunan tüm sağlık raporlarının temini ile Kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’ndan sigortalıda belirlenen hastalığın mesleki olup olmadığına ve başlangıcına ve kazanma gücü kaybı oranına dair rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurum"u bağlayacağı, ancak diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde Adli Tıp Kurum"undan alınacak rapora göre karar verilmeli, Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise Adli Tıp Genel Kurulu"ndan alınacak raporla bu çelişki giderilip varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelere göre, davacının 14/08/2008 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Maluliyet raporunda, meslek hastalığının bulunduğu ancak maluliyetin söz konusu olmadığının tespit edildiği; Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 10/07/2017 tarihli raporunda meslekte kazanma güç kayıp oranının %13 olarak tespit edildiği, İkinci Üst Kurulu"nun 14/09/2017 tarihli raporunda ise 2008-02/01/2012 tarihleri arasında E cetveline göre meslek hastalığına bağlı iş göremezlik oranının %13 olarak olarak tespit edildiği, 02/01/2012 tarihinden sonra ve halen meslek hastalığının kalmadığı tespit ve ifadelerine yer verilmiştir.Somut olayda, Adli Tıp İkinci Üst Kurul raporunda davacının 2008-02/01/2012 tarihleri arasında davacıdaki meslek hastalığı sebebiyle %13 meslekte kazanma güç kayıp oranını belirlenmiş ise de davacının 14/08/2008 tarihinde davalı iş yerinde çalışmaya başladığı, dolayısıyla işe girer girmez hemen meslek hastalığının söz konusu olmayacağı, bu kapsamda 02/01/2012 tarihinde sona eren meslek hastalığının kesin olarak ilk ne zaman başladığının tespiti ve yine bu çalışma süresinde hangi aşamalarda hangi iş göremezlik oranlarının gelişeceği, en son %13 iş göremezlik oranına ulaşılan tarihe kadar ayrıntılı tespitin yapılabileceği bir ek rapor alınması için dosyasının tekrar Adli Tıp İkinci Üst Kuruluna gönderilmesi ve bu yönde rapor alınmasıyla birlikte sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalı olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı ...ve Valf San Aş"ye iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine,11/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.