Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13400
Karar No: 2022/5140
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/13400 Esas 2022/5140 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Kadastro Mahkemesinde görülen bir davada taşınmaz olan 175 ada 38 parsel sayılı yerin kime ait olduğu, kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı gibi konular tartışılmıştır. Mahkeme, yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur. Dosya tamamlanarak yapılacak keşif ve bilirkişi raporları sonrasında tekrar görülmek üzere bozulmuştur. Kabul edilen temyiz itirazları sonucu, kadastro tespitine itiraz konusu olan davanın çözüme kavuşturulması gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi ile 440/I maddesi de açıklanmıştır.
8. Hukuk Dairesi         2021/13400 E.  ,  2022/5140 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... ve ... mirasçıları ... ve müşterekleri vekili, davalı ... ve ... mirasçısı ... vekili, müdahil davacı ... mirasçısı ..., müdahil davacı ... mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Kadastro sırasında Espiye İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 175 ada 38 parsel sayılı 14.033,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeni nedeniyle ... kızı ..., ... çocukları ... ve ... adlarına tespit edilmiştir.
    Davacı ..., ... ve ... ile ..., ayrı ayrı çekişmeli taşınmazın ayrı bölümlerine karşı, taşınmazın iskan yoluyla miras bırakanlarına tevzi edilen yer olup, tahrir kayıtları bulunduğunu ve taşınmazın zilyetliklerinde olduğunu ileri sürerek dava açmış, yargılama sırasında ise ..., ... ve müşterekleri, ... ve müşterekleri, ..., ... ve müşterekleri, ... ve müşterekleri, ..., ... ile ... ve ..., benzer iddialarla davaya katılmışlardır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 175 ada 135 (öncesi 175 ada 38) parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağının iptaline, çekişmeli 175 ada 135 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 07.09.2010 tarihli rapor ve ekli krokide ''A'' harfi ile gösterilen 2.215,82 m2'lik kısmının ... ve ... mirasçıları, ''B'' harfi ile gösterilen 2.201,64 m2'lik kısmının ... ve ... mirasçıları, ''C'' harfi ile gösterilen 1.043,41 m2'lik kısmının ... mirasçıları, ''D'' harfi ile gösterilen 1.651,33 m2'lik kısmının ..., ''E'' harfi ile gösterilen 2.388,07 m2'lik kısmının ... mirasçıları, ''F'' harfi ile gösterilen 2.474,38 m2'lik kısmının ... mirasçıları, ''G'' harfi ile gösterilen 814,34 m2'lik kısmının Espiye Belediyesi, ''H1'' harfi ile gösterilen 242,50 m2'lik kısmının ve ''H2'' harfi ile gösterilen 457,20 m2'lik kısmının ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın ''Yol'' ibaresi ile gösterilen ve geriye kalan 128,32 m2'lik kısmının ise haritasında yol olarak gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... mirasçıları ... ve müşterekleri vekili, davalı ... ve ... mirasçısı ... vekili, müdahil davacı ... mirasçısı ..., müdahil davacı ... mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamına ve keşif beyanlarına göre, dava konusu taşınmazın ... ve ..., ... ve ..., ..., ..., ... , ... isimli kişilere devlet tarafından iskan yolu ile verildiği, ...'ın kendisine verilen yeri bilahare ...'e sattığı, bu kişilerin bu yerleri maddi imkansızlıkları nedeniyle bir süre kullanamadıkları ve belirtilen dönemde maddi varlığı yerinde olan ... isimli kişinin bu yerleri cebren kullandığı ve sözü edilen kişilerin kullanmasına izin vermediği, belli bir süre sonra ise tevzi sahipleri tarafından taşınmazın kullanılmaya başlandığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, bu tür davaların tespit günü itibari ile çözüme kavuşturulması gerektiği kuşkusuzdur.
    Ne var ki, Mahkemece, kadastro tespiti tapu kaydına dayalı olarak yapıldığı halde tapu kaydı yöntemince uygulanıp, kapsam tayin edilmediği gibi, taşınmazın evveliyatından kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri hangi tasarruflarla zilyet edildiği hususundaki beyanlar son derece yetersiz olduğu halde bu beyanlar ile yetinildiği gibi tespit tarihinden evvel taşınmazın kim tarafından zilyetliğinde bulundurulduğuna ilişkin beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmemiş, özellikle hükme esas teşkil eden kroki tespit gününden sonrasına isabet eden beyanlara ve fiili kullanım durumuna göre hazırlandığı halde, ihtilafın tespit gününe göre çözümlenmesi gerektiği gözardı edilip, bu krokiye dayalı olarak karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
    Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tespite esas tapu kaydının varsa haritası ile taşınmaza tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler ile taşınmazın tespit tarihinden sonra kamulaştırma nedeni ile hükmen ifraz edildiğinin anlaşılması nedeni ile ifraza esas hüküm dosyası ile ifraz işlemine ilişkin diğer belgeler getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında, tespite esas tapu kaydı, yöntemince mahalline uygulanarak kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi gereğince öncelikle varsa haritasına göre belirlenmeli, tapu kaydının haritasının bulunmaması veya uygulama kabiliyetinin olmaması durumunda ise, hudutlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; diğer taraftan davacı ve müdahil davacıların dayandıkları vergi (tahrir) kayıtları da uygulanmalı, tapu kaydının miktarının 1.149,00 m2 olduğu ve uygulamada kaydın açık yön bulunmaksızın taşınmazı sabit sınırlarla çevrelemediğinin anlaşılması halinde miktarı ile geçerli olacağı gözetilmeli, bu çerçevede taşınmazın tümünün ya da bir kısmının tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız tespit edilmeli, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsamadığının anlaşılması halinde ihtilafın tespit gününe göre zilyetlikle iktisap koşullarına göre çözülmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalı, bu kapsamda, mahalli bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, önceki tarihli keşiflerdeki çelişkiler ile yapılacak keşif sırasında beyanların çelişmesi halinde bu çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını ve taşınmazın üzerinde zilyetlik mevcut ise bu zilyetliğin şeklini açıklayan, farklı özellikteki bölümlerini ayrı ayrı değerlendirir şekilde komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; teknik bilirkişiden, uygulanan vergi kayıtları ile tapu kaydının ve varsa haritasının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir kroki düzenlemesi istenilmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, dava kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, resen araştırma ilkesine tabi davalardan olmadığına ve Espiye Belediye Başkanlığının adına tescil isteği ile açtığı bir dava bulunmadığı gibi, taşınmazın bir kısmının yol olduğu iddiası ile açılmış bir dava da bulunmadığına göre, taşınmazın ''G'' harfi ile gösterilen kısmının Espiye Belediyesi adına tapuya kayıt ve tesciline ve ''Yol'' ibaresi ile gösterilen kısmının ise haritasında yol olarak gösterilmesine karar verilmesi dahi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi