Esas No: 2021/11408
Karar No: 2022/5195
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11408 Esas 2022/5195 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Kararı, Kadastro Tespitine İtiraz davasında Hazine adına tescil edilen taşınmazların, miras yoluyla gelen haklar üzerine açılan davada davalılar ... ve ... ile birlikte zilyetlikleri altında bulunduğu iddiasına dayalı olarak, kısmen kabul edilmiştir. Ancak, davalı Hazine vekilinin temyiz talebinden feragat ettiği ve davalılar ..., ... ve davacılar vekilinin yaptığı temyiz itirazları kabul edilerek, Mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda, Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca kadastro tespit günü itibariyle genel mahkemelerde derdest olan ve kesinleşmemiş dava dosyalarının Kadastro Mahkemesine aktarılması zorunlu olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle dava dosyasının görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılması gerektiği vurgulanmıştır. Davalı tarafın iddiasına ve çekişmeli taşınmazların malik hanesinin doldurulmuş olmasının hüküm ifade etmeyeceği ve bu tür davalarda Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi gereğince re'sen araştırma ilkesinin geçerli bulunacağı da belirtilmiştir. Sonuç olarak, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Kadastro Kanunu'nun 5. maddesi
- Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi
- Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi
- 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi
- 3402 sayılı Kanun'a eklenen Ek-4 maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar ..., ..., davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Salın Köyü çalışma alanında bulunan 2699 parsel sayılı 128000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 28.01.1983 tarihinde kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, 16.06.2010 tarihinde 2715 ila 2764, 2768 sayılı parseller altında ifrazen Hazine adına tescil edilmiştir. 2699 sayılı parselden ifrazen oluşan 2736 sayılı parsel 1508 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ...'in işgalinde olduğu, 2737 sayılı parsel 1775 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ... ...'in işgalinde olduğu, 2738 sayılı parsel 1989 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ...'in işgalinde olduğu, 2739 sayılı parsel 2197 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ... ...'in işgalinde olduğu, 2740 sayılı parsel 4871 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ...'in işgalinde olduğu, 2741 sayılı parsel 4907 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ...'in işgalinde olduğu, 2743 sayılı parsel 1005 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ...'in işgalinde olduğu, 2744 sayılı parsel 373 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ... ...'in işgalinde olduğu, 2746 sayılı parsel 2063 metrekare yüzölçümüyle kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, ...'in işgalinde olduğu şerhi verildikten sonra yörede 2013 yılında 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen Ek-4 maddesi gereğince 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı yazılarak tapu kütük sayfası kapatılmıştır. Davacılar ... ve arkadaşları 28.09.2012 tarihli dava dilekçesiyle, miras yoluyla gelen hakka dayanarak taşınmazın davalılarla birlikte zilyetlikleri altında bulunduğu iddiasına dayanarak, miras hisseleri oranında adlarına şerh verilmesi istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne; dava konusu eski 2738 yeni 2820 parsel, eski 2743 yeni 2814 parsel, eski 2737 yeni 2819 parsel, eski 2739 yeni 2821 parsel, eski 2741 yeni 2824 parsel, eski 2746 yeni 2809 parsel sayılı taşınmazların nitelik itibariyle 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırına çıkartıldığı ve mevcut tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde kayıtlı kullanıcılarının yanı sıra eşit hisselerle ..., ..., ..., ..., ... zilyetliğinde bulunduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davalılar ..., ... ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Hükmü temyiz eden davalı Hazine vekili, aldığı ''olur'' doğrultusunda 09.09.2015 tarihli dilekçesinde temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirdiğinden, temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davalılar ..., ... ve davacılar vekili temyiz itirazlarına gelince; Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca kadastro tespit günü itibariyle genel mahkemelerde derdest olan ve kesinleşmemiş dava dosyalarının Kadastro Mahkemesine aktarılması zorunlu olup, aynı Kanun'un 5. maddesi uyarınca da bu taşınmazlara ilişkin olarak düzenlenen tutanakların davalı olarak tanzim edilerek malik tespiti yapılmadan Kadastro Mahkemesine devri gerekir. Bu düzenlemelere aykırı olarak yapılan kesinleştirme işlemleri hukuken değer taşımaz ve tutanakların hukuken malik hanesi açık olarak kabul edilir.
Somut olayda; 2699 parsel sayılı 128000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 28.01.1983 tarihinde kültür arazisi vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, 16.06.2010 tarihinde 2715 ila 2764, 2768 sayılı parseller altında ifrazen Hazine adına tescil edilmiştir. 2699 sayılı parselden ifrazen oluşan dava konusu taşınmazlar, işgalcilerinin adı yazılarak tapunun beyanlar hanesine şerh verilmiş, 2013 yılında ise 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen Ek-4 maddesi gereğince çalışma yapılarak ifrazen oluşturulan tapu kayıtlarının sayfaları kapatılmıştır.
Dava, 28.09.2012 tarihinde miras yoluyla gelen hakka dayanarak miras payları oranında kullanıcı şerhi verilmesi istemine dayalı olarak genel mahkemede açılmıştır. Dolayısıyla, eldeki dava, tespit tarihinden önceki tarihte açılmış olup, iddiaya konu yerler hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlendiği anlaşıldığına göre, yukarıda da belirtildiği üzere bu nitelikteki davalarda Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuzdur. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınmalıdır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle dava dosyası görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmalı, bu aşamada dava konusu 2736, 2740 ve 2744 sayılı parseller hakkında karar verilmediği de dikkate alınmalı, davacı tarafın iddiasına ve çekişmeli taşınmazların malik hanesinin doldurulmuş olmasının hüküm ifade etmeyeceği ve bu tür davalarda Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi gereğince re'sen araştırma ilkesinin geçerli bulunacağı göz önünde alınmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu husus gözardı edilmek suretiyle, işin esasına girilerek karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz talebinden feragat ettiği anlaşıldığından temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ... vd ayrı ayrı iadesine, 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.