10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10534 Karar No: 2015/13028 Karar Tarihi: 29.06.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/10534 Esas 2015/13028 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/10534 E. , 2015/13028 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İskenderun 1. İş Mahkemesi
Asıl dava, kesilen ölüm aylığının tekrar bağlanması gerektiğinin tespitiyle yasal faiziyle ödenmesi; birleşen dava ise yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının geri alınması istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı – birleşen dosyada davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, tefhim olunan kısa kararda, “A-Mahkememiz 2013/761 Esas Sayılı Dava Yönünden Davanın reddi ile; B-Mahkememiz 2012/189 Esas sayılı dava yönünden Davanın Kabulüne, Davacı kurumca yersiz ödenen toplam 17049,46 TL"nin her bir aylığını ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,” şeklinde hüküm kurulmuşken, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; “A -Mahkememiz 2012/189 Esas Sayılı Dava Yönünden, 1-DAVANIN REDDİNE; a–) 5510 sayılı Kanunun 56"ncı maddesine dayanılarak gerçekleştirilen ölüm aylığının kesilmesi yönündeki Davalı Kurum işlem iptalinin KABULÜNE; b–) davacı kuruma yersiz ödenen toplam 17049,46 TL"nin her bir aylığını ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan TAHSİLİNE,” karar verilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Tarafların yüzüne karşı tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğundan, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu"nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince salt bu husus bozma nedenidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı – birleşen dosyada davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 29.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.