17. Hukuk Dairesi 2019/4237 E. , 2020/3085 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 06.05.2014 günü, ZMSS sigortası bulunmayan ..."in kullandığı araçla seyir halinde iken aracın virajı dönemeyerek takla atması suretiyle araçta yolcu olarak bulunan davacının da yaralanmasına neden olan tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davacının ağır yaralandığını, kaza tarihi itibariyle aracın geçerli trafik poliçesi bulunmadığından davalı şirketin poliçe limiti dahilinde hükmedilecek tazminattan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sürekli maluliyet tazminatı olarak 1.000,00 TL, geçici maluliyet tazminatı olarak ise 500,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak davacının davasının kabulü ile 201.718,21 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe limitlerine göre tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43.(6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, davacı, zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçta yolcu konumundadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, mahkemece hatır taşıması konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece davalı vekilinin hatır taşıması savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak, tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Kazaya karışan ve davacının yolcu olarak bulunduğu 24 AT 911 plakalı araç, kullanım amacı yolcu nakli olan hususi araç olup dava dışı gerçek kişiye aittir. O halde, temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, ticari faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.