10. Hukuk Dairesi 2015/12273 E. , 2015/13024 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum, davalılar ..., ..., ..., ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 08.10.2013 tarih 2012/16409 Esas 2013/18737 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.
Önceki bozma ilamında da ayrıntılarıyla açıklandığı üzere; Davacı kurum, asıl davada 23.06.2002 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemesi ve tedavi giderlerinden oluşan kurum zararının dava tarihine kadar işlemiş olan faizi ile birlikte ve dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle, araç sürücüsü ve sigorta şirketinden, sigorta şirketi için poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olarak, 506 sayılı Yasanın 39. maddesine istinaden rücuan tahsilini; 28.06.2006 tarihinde açılan birleşen davada ise, asıl davada davalı sürücü ...’ün vefat ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle asıl dava ile talep edilen kurum zararının araç sürücüsünün mirasçıları ve sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir.
Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109’uncu maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istemlerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde,
./..
kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı; tazminat yükümlüsüne karşı kesilen zamanaşımının, sigortacıya karşı da kesilmiş olacağı hüküm altına alınmıştır. Anlaşılacağı üzere maddedeki zamanaşımı süresi, zararın ve eylemi gerçekleştirenin (failin) öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlamakta olup, Kurumca zararın öğrenilme tarihinin, giderlerin sarf ve ödeme günü olduğu açıktır. Tazminat yükümlüsünün öğrenilme tarihine ilişkin olarak ise, Kurumun yetkili organının faili öğrendiği tarih esas alınmalıdır. Bu kapsamda; ceza mahkemesince yargılanıp hakkında cezalandırma kararı verilen üçüncü kişi yönünden, Kurumun, ceza kararının kesinleştiği tarihte faili öğrendiği kabul edilmeli, cezalandırma kararının söz konusu olmadığı durumlarda ise yöntemince yapılacak araştırma sonunda tazminat yükümlüsünün kim olduğunun öğrenilme tarihi açıklıkla saptanmalıdır. Önemle belirtilmelidir ki, zamanaşımı süresinin, hem zararın, hem de tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren, bir başka anlatımla, ancak, her iki olgu gerçekleştikten sonra işlemeye başlayacağı dikkate alınmalıdır.
İnceleme konusu dava değerlendirildiğinde; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, tedavi masraflarının sarf, geçici iş göremezlik harcamalarının ödeme tarihleri ve ceza ilamının kesinleşme tarihi ile birleşen dava tarihi birlikte değerlendirildiğinde, davalılar ... mirasçılarıları yönünden, talebe konu alacağın zamanaşımına uğradığı gözetilerek, haklarında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı kurum, davalılar ..., ..., ..., ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, bozma sonrası yapılacak yargılamada, hükmü temyiz etmeyen davalı yönünden davacı Kurum yararına oluşan usuli kazanılmış hak olgusu dikkate alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... mirasçılarına iadesine, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.