Esas No: 2021/18019
Karar No: 2022/5217
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/18019 Esas 2022/5217 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, bir taşınmazın zilyeti olduklarını iddia ederek zilyetlik şerhinin düzeltilmesini istemişlerdir. Ancak kadastro çalışmalarında taşınmazın davacıların zilyetliğinde olmadığı tespit edilmiştir. Mahkeme, davacıların taşınmazın fiili kullanımlarında olduğunu ispatlayamadıklarını değerlendirerek asıl ve birleşen davaların reddine karar vermiştir. Temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ise yerel mahkemenin kararı kısmen kabul edilmekle beraber, davanın reddedilmesine karar verilmiştir. Temyiz istemi reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Zilyetlik Şerhinin Düzeltilmesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı ..., Şerafettin vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, temyize konu Sultanbeyli İlçesi ... Mahallesinde bulunan 334 ada 1 parsel sayılı 885,17 m2 yüz ölçümlü taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve tüm aramalara rağmen kullanıcısı tesbit edilemediği şerhleri yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... ile birleşen dosya davacıları ..., ayrı ayrı açtıkları davalarında, satın almaya dayanarak dava konusu taşınmazın belirli kısımlarına yönelik adlarına tapuda kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın 2/B kadastro tespit çalışmaları ile birlikte 07.09.2010 ile 06.09.2010 tarihleri arasında askı ilanına çıkarıldığı, 5831 Kanun kapsamında yapılan kadastro tespiti sırasında taşınmazın beyanlar hanesinede "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırları dışına çıkarılımıştır" belirtilmesi yapılarak mülkiyetinin ... adına tescil edildiği, davacı ... tarafından dosyaya sunulan satış senedine göre; davacının, dava dışı ... ... isimli kişiden 25 ve 28 özel persel no.lu taşınmazları satın almış olduğu, davacının bu yere ilişkin emlak kaydının ve makbuzlarının bulunduğu, özel parselasyon planının kadastral parsellerle çakıştırılması sonucuna özel parselasyon planının dava konusu taşınmazlarla uyuştuğu, davacının ...'un satın aldığını iddia ettiği 25 ve 28 no.lu özel parsellerin fen bilirkişisinin 10.10.2017 tarihli raporuna ekli krokide B harfi ile mavi renkte gösterilen 337,12 metrekarelik kısmının dava konusu 334 ada 1 parsel içerisinde kaldığı ve bu nedenle davacı ...'un davasının kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, dava konusu 334 ada 1 parselin fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide A harfi ile kırmızı renkte gösterilen 242,77 metrekarelik bölümünün daha önce Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/1859 Esas, 2013/869 Karar sayılı dosyasına konu olduğu ve bu kesinleşmiş karar gereği dahili davalılar ..., ..., ... ve ... adlarına müştereken fiili kullanıma dair şerh verildiğinden adı geçen davalılar aleyhine açılan davanın reddinin gerektiği, dosyada mevcut satış senedine göre birleşen dosya davacısı ...'ın 26 ve 27 parsel no.lu taşınmazları dava dışı ... Varlı isimli kişiden satın almış olduğu, ancak fen bilirkişisinin 10.10.2017 tarihli raporuna ekli krokisinde A harfi ile gösterilen kısmın daha önce kesinleşmiş mahkeme kararına göre kullanıcısının belirlenmiş olduğu, C harfi ile gösterilen bahçenin birleşen dosya davacısı ...'ın fiili kullanımında olduğu anlaşılmakla birleşen dosya davacısı ... adına tapu kaydına şerh verilmesinin ve davalarının kısmen kabulüne karar verilmesinin gerektiği, davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın işlemden kaldırıldığı ve yenilenmediği anlaşılmakla bu davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, davacı ...'ın iddia ettiği yerin dava konusu 334 ada 1 parseli kapsamadığının keşifte ve keşif sonrası alınan raporda anlaşılması nedeni ile ... tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, her ne kadar ... ve ... aleyhine dava açılmış ise de sunulan satış senedinin dava konusu 334 ada 1 parseli kapsamadığı, dolayısıyla bu davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak asıl davanın kısmen kabulüne dava konusu 334 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine "İşbu taşınmazın fen bilirkişisi 10.10.2017 tarihli raporunun eki krokide mavi renkle taralı ve (B) harfi ile gösterilen 337,12 metrekarelik bölümünün bahçe olarak 1989 yılından beri ...'un fiili kullanımındadır" şeklinde şerh verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, taşınmazın, fen bilirkişi 10.10.2017 tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renkle taralı (A) harfi ile gösterilen 242,77 metrekarelik bölümüne yönelik olarak dahili davalılar ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, birleşen davalarda davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine "İşbu taşınmazın fen bilirkişisi 10.10.2017 tarihli raporunun eki krokide ... renkle taralı ve (C) harfi ile gösterilen 305,88 metrekarelik bölümünün bahçe olarak 1995 yılından beri ...'ın fiili kullanımındadır" şeklinde şerh verilmesine, davacı ... ve ... tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına, davacı ... tarafından açılan davanın reddine, dahili davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, dava konusu taşınmaz olan 334 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında olduğu gibi Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
Hükme karşı esasa yönelik olarak davacı ..., davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ve vekalet ücreti yönünden birleşen dosya davalısı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ce somut olayda, davacıların 334 ada 1 parsel sayılı taşınmazın zilyedi olduklarını iddia ederek zilyetlik şerhinin düzeltilmesini talep ettikleri, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarında davacıların zilyetliğinde olmadığı, keşfi takiben alınan bilirkişi raporlarına göre taşınmazın boş arsa niteliğinde olduğu, her hangi bir muhdesat da bulunmadığının tespit edildiği, taşınmazın 24277/88577 hissesinin yargılama sırasında 29.07.2016 tarihinde satıldığı, bu kısıma ilişkin davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gibi kalan kısım yönünden de az önce açıklandığı üzere davacıların taşınmazın fiili kullanımlarında olduğunu ispatlayamadıkları değerlendirildiğinde yerel mahkemece asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığı; öte yandan 334 ada 12 parsel kullanıcısı olan davalı ...'ın, ... ve ... tarafından açılan birleşen 2013/569 Esas sayılı dosyanın davalısı olarak gösterilmesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de hatalı bulunduğu, davacı ...'ın iki haftalık istinaf süresi geçtikten sonra dilekçe sunduğu anlaşılmakla davacı ...'ın istinaf talebinin süre yönünden reddine, davacı ... vekilinin istinaf nedenlerinin esastan reddine, davalı Hazine vekilinin ve ... vekilinin istinaf nedenlerinin kabulü ile, yukarıda açıklanan gerekçelerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davacı ... tarafından açılan asıl davanın reddine, davacı ... tarafından açılan birleşen davanın açılmamış sayılmasına, davacı ... tarafından açılan birleşen davanın reddine, davacı ... tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına, davacı ... tarafından açılan birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ... vekili ve davacı ... vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle usul ve Kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nin 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 21,40 TL'nin temyiz eden davacılar ... ve ...'dan ayrı ayrı alınmasına 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.