Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14577
Karar No: 2019/3028
Karar Tarihi: 02.05.2019

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14577 Esas 2019/3028 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14577 E.  ,  2019/3028 K.

    "İçtihat Metni"

    ......
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ......miktarlı orman ile hiçbir ilgisi olmayan, tapuda orman olduğuna dair hiç bir şerh bulunmayan taşınmazı 15/11/1989 tarihinde önceki malik...... satın aldığını, bu tarihten 19 yıl sonra ...... Mahkemesinin 2007/35 E. sayılı dosyası ile açılan dava sonucunda 2007/433 Karar sayılı, 25/09/2008 tarihli karar ile taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapunun iptal edildiğini, davacının taşınmaz üzerine satın aldıktan sonra tüm izinleri de alarak fabrika kurduğunu, taşınmazın satın alınması sırasında davacının iyi niyetli olduğunda kuşku bulunmadığını, müvekkilinin mülkiyet hakkının açıkça ihlal edildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla arsa bedelindeki kayıp, mevcut binalar ve taşınmaz tesis ve tesisatları bedeli toplamı 1.486.300,00 TL"nin tapunun el değiştirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulü ile, 1.486.300,00 TL"nin dava tarihi olan 14/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve davalı ... sicil müdürlüğüne izafeten Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairenin 11/10/2011 tarih ve 2011/10824- 11335 E. K sayılı kararıyla "Medeni Kanunun 1007. maddesi gereğince Davalı sıfatı Hazinenin olup Tapu Sicil Müdürlüğü ile Orman Yönetiminin davalı sıfatı bulunmadığından Orman Yönetimi ve Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gereklidir.
    Diğer taraftan; Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK.2010/7-70-86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. H.U.M.K. 179/1. maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gereklidir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda, tapu sicil müdürlüğüne izafeten Hazinenin ve Orman Yönetiminin davalı gösterilmesinin ve tapu sicil müdürlüğünün Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
    Davanın niteliğine göre, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan Orman Yönetimi ve tapu sicil müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki ......

    anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin tapu sicil müdürlüğü değil,
    Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece tapu sicil müdürlüğü ve Hazineye yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilde yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın Hazineye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmesi, Hazinenin delillerinin toplanması oluşacak sonuca göre karar verilmelidir." hususlarına değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, husumet davacı tarafça Hazineye yöneltilmiş ve yapılan yargılama sonucu davanın davalı Hazine açısından kabulü ile, 1.486.300,00-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
    2-Diğer davalılar Tapu Sicil Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğüne yönelik açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm Hazine vekilinin temyizi üzerine 5. Hukuk Dairesinin 19.11.2013 gün ve 2013/9255- 2013/20045 E.K. sayılı kararıyla "Davacıya ait taşınmazın tapu kaydının, orman sınırlarında olması nedeniyle mahkeme kararı ile iptal edilmesi ve 2/A veya 2/B belirtmesinin de bulunmaması nedeniyle 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca bedeline hükmedilmesi doğrudur.Ancak;
    1) Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen taşınmaz arsa niteliğinde olup, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
    Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile tapu kaydı iptal edilen taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir.
    Bu nedenle, taraflara tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak dava tarihine göre değer biçilmesi ve değerlendirme tarihi olan 2010 yılında tapusu iptal edilen taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, tapu kaydı iptal edilen taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, taşınmaza, genel deyimlerle ve piyasa rayicinden söz ederek değer biçen geçersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi,
    2) Yapılara, ..... resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payları da düşülerek değer biçilmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan rapora göre yapı bedellerine hükmedilmesi, doğru görülmemiştir." hususlarına değinilerek bozulmuş, davalı Hazinenin karar düzeltme istemi de aynı Daire tarafından reddedilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulmuş, taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak alınan bilirkişi raporunda taşınmazın toplam değerinin 4.329.562 TL olduğu belirtilmesi üzerine davacı vekilince 16.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi sunulmuş, ıslah dilekçesinde dava dilekçesinde: 1.486,000,00 TL talep ettiklerini, birleşen davalarında ise 1.065.263 TL talep ettiklerini, son alınan bilirkişi raporuna göre dava değerini 4.329.562 TL. olduğundan dava değerini asıl dosya ve birleşen dosya bakımından aradaki fark olan 1.777.999,00 TL arttırdıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak zararın tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir.
    Davacının ıslah talebinden önce, 08.02.2013 tarihinde açmış olduğu ek dava ile, asıl davada dosyasındaki ilk bilirkişi raporu ile zararın 2.551.563,00 TL olarak hesap edildiğini, aradaki fark 1.065.263,00 TL"nin tapunun iptal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    ......tarihli kararıyla ek davanın, asıl dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    .....
    Dava TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu ise: 1-Daha önce verilen kararın davalı Hazine tarafından temyiz edildiği ve ayrıca bozmadan sonra ıslah yasağı da gözetildiğinde:
    Davanın, davalı Hazine açısından kabulü ile; 1.486.300,00-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
    2-Yine, daha öncesinde verilen karar 2. maddesi ile tapu sicil müdürlüğü ve ..."ne yönelik açılan davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin kısım bozma kapsamı dışında bırakıldığı ve kesinleşmiş olduğundan, bu açıdan ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosyanın davacı vekili ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; davacı vekili, alacağa iptal kararının kesinleşme tarihi yerine, dava tarihinden faiz işletilmesi yönüyle hükmü temyiz etmiştir. Dava dileçesinde alacağa tapunun el değiştirme tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmişse de, mahkemece ilk kurulan 25/03/2011 tarihli ve 07/12/2012 tarihinde kurulan hükümlerde davanın kabulü ile hükmedilen tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziye birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, bu hükümlerin davacı tarafça temyiz edilmediği, davalı yararına bu yönden usulî kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek bozma kararı sonrası belirlenen alacak miktarına dava tarihinden itibaren işleyecek faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden; HMK"nın 297/2. maddesi, "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü içermektedir.
    Davacı 08.02.2013 tarihinde açtığı ek dava ile 1.065.263,00 TL alacağın tapu iptal tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının açtığı ek dava, iş bu dava ile birleştirilmiş olduğu halde, birleşen davada olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olması ve karar verildikten sonra birleşen dosyanın tekrar ele alınıp tefrik kararı verilerek yeni bir esasa kaydedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02/05/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi