(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/5539 E. , 2013/10158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...Köyü, 162 ada 2 parsel sayılı 51.255 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacıların, zilyed oldukları iddiasıyla açtıkları davanın kısmen kabulü yolunda verilen karar, dairenin 06.07.2006 tarihli ve 8124 - 10215 sayılı kararıyla "bilirkişi raporundaki işaretlemenin yetersiz olduğu"ndan sözedilerek bozulmuş, bozma kararına uyulduktan sonra mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (A) işaretli 10.124 m² ve (B) işaretli 7977 m² bölümlerinin davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından hüküm temyiz edilmekle, bu kez Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 23/03/2011 tarihli ve 2010/16807 E. – 2011/3099 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yeniden yapılan keşif sonucunda, uzman bilirkişi tarafından 1959 tarihli memleket haritası ve bunun yapımında esas alınan 1950 tarihli hava fotoğraflarına göre, çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) işaretli toplam 18102 m² bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek bu bölümün davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de, önceki kararda toplam 15437 m² yerin orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle bu bölümün davacılar adına tescili yolunda karar verilmiş ve bu karar yalnızca davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmemiştir. Bu durumda, bozma kararına uyulmakla, davalılar yararına usûlî kazanılmış hak oluşur. Mahkemece artık önceki hükümde orman olmadığı belirlenen 15437 m²"den daha fazlasının davacılar adına tesciline karar verilemez.
Kaldı ki; rapora eklenen 1959 tarihli memleket haritasının incelenmesinde (A) ve (B) bölümlerinin kısmen iğne yapraklı ağaç rumuzlu yeşil alanda; 1950 tarihli hava fotoğraflarının incelenmesinde ise (A) işaretli bölümün kısmen, (B) işaretli bölümün ise tamamen koyu renkle işaretli bölümde yeraldığı ve kabule göre de çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) işaretli bölümleri dışında kalan bölümleri hakkında hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece önceki keşiflerde görev almayan uzman bilirkişilerle yeniden yapılacak keşifte, 1959 tarihli memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek, geniş çevreyi gösterir şekilde biribiri üzerine aplike edilmeli, çekişmeli taşınmazın orman sayılan ve orman sayılmayan bölümleri ayrı ayrı belirlenmeli, koyu rengin hangi tarım ya da orman bitkisini temsil ettiği, rumuzlarıyla birlikte raporda gösterilmeli, sınırdaki 18 ve 72 sayılı parsellerin davalı olduğu anlaşıldığından, bunlara ilişkin dava dosyaları, kesinleşip tapuya tescil edilmişlerse tapu kayıtları getirtilmeli, böylece taşınmazın orman sayılan yerlerden ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesine göre orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazın öncesi itibariyle orman veya orman içi açıklık niteliğinde olmadığının belirlenmesi halinde ise, davalılar yararına oluşan usûlî kazanılmış hak dikkate alınarak, 15437 m² yüzölçümlü yerden daha fazlasının davacılar adına tapuya tesciline karar verilemeyeceği gözönünde bulundurulmalı, kadastro hâkiminin düzenli sicil oluşturma görevi bulunduğundan, davacılar adına tescile karar verilen yer dışında kalan yerin de kim adına hangi nitelikle tescil edileceği hüküm altına alınması] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacı ... yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, ... Köyünde kain 162 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile ekli krokide (B) harfi ile işaretli 8871,50 m²"lik kısmın taşınmazdan ifraz edilerek aynı ada son parsel numarası verilmek üzere tarla vasfı ile davacı Hasan oğlu 1931 doğumlu ... adına tapuya tesciline, fazlaya yönelik istemin reddine,
Birleşen dosya davacısı ... yönünden açılan davanın kabulü ile davaya konu 162 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile bu defa birleşen 2005/30 Esas sayılı dava dosyası yönüden hazırlanan ormancı bilirkişi heyet raporuna ekli müşterek krokide (B) harfi ile işaretlenen 6566,97 m²"lik kısmının taşınmazdan ifraz edilerek aynı ada son parsel numarası verilmek sureti ile tarla vasfı ile davacı ... oğlu 1938 dlu ... adına tapuya tesciline,
Davacılar adına tescil edilen davaya konu kısımlar haricinde bakiye kalan 35.817,11 m²"lik taşınmaz kesiminin yine 162 ada 2 sayılı parsel adı ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyularak bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırma ve alınan uzman bilirkişi kurulunun 05/12/2012 havale tarihli ek raporunda çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 6546,89 m², (B1) harfi ile gösterilen 2590,22 m² ve (B) harfi ile gösterilen 4015,23 m² yüzölçümündeki bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu, davacı gerçek kişilerin zilyetliklerinde bulunan yerlerden olduğu, taşınmazların bitişiğinde bulunan karayolunun eski tarihli memleket haritasında da aynı şekilde görünmesi sebebiyle 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince taşınmazın orman bütünlüğünü bozmayacağı anlaşılmakla, çekişmeli taşınmazın (A), (B) ve (B1) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik davacı gerçek kişilerin davalarının kabulüne, kalan kısımlar yönünden davanın reddine ve tesbit gibi tescile karar verilmesi gerekirken, bozma kararına yanlış anlam yüklenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.