MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.


K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile, aralarındaki karz akti sebebiyle davalıdan alınan 10.06.2005 keşide tarihli 10000 TL bedelli 4151898 nolu çekin davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali ile davalının %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabında, davacının davavılının eski avukatı olduğunu, davaya konu çekin mükerrer tahsili amacı güdüldüğünü, borcun ödendiğini, bu konuda davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve yargılamanın ... 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/372 esas sayılı dosyasında devam ettiğini belirtip, davanın reddini, mahkeme gerekli görürse ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacak yargılamayı gerektirir mahiyette olmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar her iki tarafça temyiz edilmiştir.
1-Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmış; HUMK.nun 381.maddesinde ise “Kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemelerce verilen her türlü kararın gerekçeli olması yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.05.2011 tarih 2011/13-137 esas,2011/299 karar sayılı içtihadı ile de açıkça benimsendiği üzere; “...aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.” Bu durum vazgeçilmez bir hukuk ilkesidir.
Somut olayda mahkemece kaleme alınan gerekçeli kararda salt taraf iddia ve savunmaları özetlenip, deliller kısaca sıralandıktan sonra yalnızca kısa hükmün tekrar edilmesi suretiyle gerekçe oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Açık yasa hükmü gereği sunulan delillerin hangilerine itibar edilip, itibar edilmeyenlerin hüküme esas alınamama gerekçesi izah edilmeksizin, tarafların iddia ve savunmalarını karşılar şekilde karar gerekçelendirilmeksizin yetersiz gerekçe ile hüküm kurulmuş olup, bu husus Yasanın açık hükmüne aykırılık teşkil eder ve taraflarca ileri sürülmese dahi re’sen gözönünde bulundurulması gereken hallerden olup bozma sebebidir.
2-Yukarıda izah edilen bozma nedenine göre tarafların tüm temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarı 1. nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.