Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2018/10388 Esas 2019/2449 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/10388
Karar No: 2019/2449
Karar Tarihi: 25.02.2019

Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2018/10388 Esas 2019/2449 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, hırsızlık suçuna ilişkin verilen kararın temyiz konusu olması üzerine, mağdurun davaya katılma hakkı olduğuna dair aksine beyanlarına rağmen katılma hakkının bulunmadığına hükmetti. Sanığın ise olay günü müştekiye ait telefonun çalıştığı iş yerinden çalındığını ve işyeri sahibi tarafından hukuksuz bir şekilde elde edilen delillere dayanılarak mahkum edildiği gerekçesiyle temyiz talebinde bulunduğu görüldü. Davanın ilk derece mahkemesinde yeterli araştırmaların yapılmadığına ve hukuka aykırı delillerin kullanıldığına karar veren temyiz mahkemesi, delillerin kanuna aykırı olarak elde edilmesi halinde reddedileceğini belirten 206/2-a ve suçun hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delil ile ispat edilebileceğini düzenleyen 217/2 maddelerine dikkat çekti. Sonuç olarak, sanığın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden karar bozuldu.
Kanun Maddeleri:
- 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi: Temyiz talebinin isteme aykırı olarak reddedilmesi
- 206/2-a: Delillerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi durumunda reddedilmesi
- 217/2: Suçun hukuka uygun delillerle ispat edilebileceği düzenlemesi.
13. Ceza Dairesi         2018/10388 E.  ,  2019/2449 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    I-Mağdur ...’un temyiz talebinin incelenmesinde;
    Mağdur ... 11.04.2013 tarihli celsede tarafına yerel mahkemece davaya katılma hakkı olduğu belirtilmesine rağmen mağdur ... şikayetçi olmadığını beyan etmiş olması karşısında; davaya katılma hakkı bulunmadığı anlaşılmakla; 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince temyiz talebinin isteme aykırı olarak REDDİNE,
    II-Sanık ...’ün temyiz talebinin incelemesinde ise;
    Müştekiye ait telefonun olay günü sanığın çalıştığı iş yerinden çalındığı, olay sonrasında işyeri sahibi olan Tanık ... yerel mahkemede yapılan yargılama sırasında vermiş olduğu ifadesinde özetle; suça konu olan telefonu bulmak için araştırma yaptığını, sanık ...’ün kiracı olarak kaldığı evin kapısının açık olduğunu görmesi üzerine evin içerisine girerek yaptığı araştırmada cep telefonunu bulduğunu belirtmiştir.
    Hukuka aykırı delil elde edilmesi ve bu delillerin yargılama sürecinde kullanılamayacağı hususunda Ceza Muhakemesi Kanunu 206/2-a ve 271/1 maddeleri düzenlemeler içermektedir.
    Anılan hükümler şu şekildedir;
    Delillerin ortaya konulması ve reddi
    206/2-a:
    “….. (2) Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hâllerde reddolunur:
    a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse…”
    Delilleri takdir yetkisi
    217/2;
    “…. Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir….”
    Temyize konu olayda; tanık ... tarafından usulüne uygun bir arama kararı olmaksızın ya da sanık hakkında kolluk kuvvetlerine herhangi bir ihbarda bulunup soruşturma süreci başlatılmaksızın kendi araştırması kapsamında sanığın kiracı olarak ikamet ettiği evin açık olan kapısından girerek suça konu cep telefonunu bulduğunu ve soruşturma makamlarına teslim ettiğini anlaşılmaktadır.
    Yerel mahkemece tanık ... tarafından bu şekilde ele geçirilen cep telefonun ele geçirilme şeklinin hukuka aykırı olduğu bu haliyle mahkumiyete dayanak teşkil edemeyeceği, suça konu telefonun HTS kayıtlarının getirtilerek sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının incelenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ün temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 25/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.