Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3472
Karar No: 2022/5132
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3472 Esas 2022/5132 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Muş ili Merkez ilçesi bir köydeki kadastro sırasında tespit edilen ve irsen intikal, taksim ve zilyetliği nedeniyle davalı adına kaydedilen 109 ada 4 parsel sayılı taşınmaza, Hazine tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açılmıştır. Mahkemece, taşınmazın mera olduğuna karar verilerek davacı Hazine'nin talebi reddedilmiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda, taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Temyiz istemi reddedilmiştir.
Tebliğat Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, muhatabın adreste bulunmama sebebinin tespiti, yine muhatap ile muhatap adına tebligatın yapılacağı kimsenin aynı konutta birlikte oturan kişi veya hizmetçi/daimi çalışan olması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/I maddesi
8. Hukuk Dairesi         2021/3472 E.  ,  2022/5132 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... ...'ın temyiz edilmesi üzerine temyiz süresinin geçtiği gerekçesi ile ek kararla temyiz isteminin reddine karar verilmiş olup, iş bu ek karar davalı ... tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Kadastro sırasında, Muş ili Merkez ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 109 ada 4 parsel sayılı 7.486,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak, tespitin iptali ile taşınmazın adına tespit ve tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece verilen, davanın reddine, çekişmeli 109 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline ilişkin önceki hüküm, davacı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, "çekişmeli taşınmazın güney, kuzey, doğu ve batı sınırında mera parselleri ile çevrili olduğu, meraların kullanım şekli itibariyle bütünlük arz ettiği, bu haliyle komşu mera parsellerinin ortasında kalan çekişmeli taşınmazın özel mülk olduğunu kabul etmenin, meraların kullanım özelliğine ve arazinin konumuna uygun düşmediği açıklanarak, taşınmazın meradan açma olduğu gözönüne alınarak davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile dava konusu 109 ada 4 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş; hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine ek kararla temyiz talebinin sürenin geçmiş olması nedeni ile reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz isteğine ilişkindir.
    1. Temyiz isteminin süreden reddine dair ek karar yönünden yapılan incelemede; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre, “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” Yine, anılan Kanun'un 17. maddesine göre, “Belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek ve sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” Buna göre, anılan Kanun'un 16 ve 17. maddeleri uyarınca yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, muhatabın adreste bulunmama sebebinin tespiti, yine muhatap ile muhatap adına tebligatın yapılacağı kimsenin aynı konutta birlikte oturan kişi veya hizmetçi/daimi çalışan olması gerekir.
    Davalı ...' a, tevzi saatinde adreste bulunmama nedeni ve tebligat sırasında nerede bulunduğu belirtilmeksizin yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu ve Mahkemece, bu usulsüz tebligata dayalı olarak verilen davalının temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin ek kararın usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ilişkin 07.05.2019 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
    2. İşin esası yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde hüküm verildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 07.05.2019 tarihli ve 2019/5 Esas, 2019/21 Karar sayılı EK KARARIN KALDIRILMASINA, davalının asıl karara yönelik temyiz itirazları (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden reddi ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi