Esas No: 2021/14932
Karar No: 2022/5214
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/14932 Esas 2022/5214 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kullanım kadastrosuna tabi tutulan bir taşınmazın 1.185 m²'lik kısmına lehine kullanıcı şerhi konması talebiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından kabul edilen talep, istinaf yoluyla Hazine vekili tarafından reddedilmiştir. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Temyiz sonucunda ise, davanın kabul edilmesi gerektiği hükmedilmiştir.
Kararda, kullanım kadastrosu sonucu tespit edilen taşınmazın bahçe vasfıyla Hazine adına tescil edildiği ve beyanlar hanesine bağlı olarak belirtilen kişilerin fiili kullanımının olduğu belirtilmiştir. Ancak, davacı tarafın da bir kısmına lehine kullanıcı şerhi konulmasını talep ettiği ve bu taleplerin incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu bağlamda, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. bendi gereğince 2/B alanları hakkında Hazine tarafından açılacak davalara ilişkin kısıtlamalar ve Hazine'nin yasal hasım sıfatına sahip olması göz önünde bulundurulmalıdır.
Kanun Maddeleri: 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 2. Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında ... Anadolu 2. Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı asıl tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, Sancaktepe İlçesi ... çalışma alanında bulunan 109 ada 4 parsel sayılı 20.986,76 m2 yüz ölçümünde taşınmaz, bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş; kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 30 yıldan beri ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... kullanımında bulunduğu şerhi verilerek tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı asıl ..., dava konusu taşınmazın 1.185 m2'sinin satın almaya dayalı olarak kullanıcısı olduğunu belirterek tapuda adına şerh konulmasını talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda a 4 nolu parselin 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosu ile ... evlatları ..., ..., ... ve ... ve ...'a, ayrıca ...'ın satıcı olarak düzenlediği senetler ile de ... ve ... ile ... adına beyanlar hanesinde şerh verilerek tespit gördüğü, bu tespite karşı ..., ... ve ...'in askı ilan süresinde dava açtığı; yapılan keşifte bilirkişiler dava konusu taşınmazın ... ...'dan mirasçılarına intikal ettiğini, söz konusu satış senetlerini duymadıklarını beyan etmiş iseler de 2014 yılında, ..., ...'ın sundukları yazılı beyan ile ... ...'ın sağlığında bu yeri ...'a bıraktığını beyan ettikleri, Mahkemece fiili kullanım olmadığı için verilen red kararının Yargıtay tarafından onandığı, davacı ...'nın da henüz tutanak kesinleşmemişken ... Anadolu Adliyesi 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/58 Esas sayılı dosyası ile dava konusu bu taşınmazın bir kısmını satış senedi ile yine ...'dan satın aldığını beyan ettiği, yapılan keşifle de senedinin ve özel parselizasyonun bu yerin bir kısmına uyduğunun tespit edildiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu ... bölgesinde kullanım tespitine yönelik itirazlarda davacılarca ve de davalılarca fiili kullanım olmayan durumlarda satış senetlerinin, özel parselizasyon kayıtları ve vergi beyannamelerinin dikkate alındığı yönündeki Yargıtay uygulamaları gözetilerek dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinde adı geçen ... ve ..., ...'ın da tıpkı davacı gibi taşınmazları ...'dan satın aldığı ve davacının da bu beyanlar hanesinde adı geçen kişiler gibi fiili kullanımı olmadığının ortada olduğu, dolayısıyla bu davalılar ve davacının durumlarının aynı olduğu, hal böyleyken davacının davasının da kabulünün gerektiği, ancak bu arada taşınmazın 6292 sayılı Yasa gereğince satışının gerçekleştiği nedeniyle davacı ...’nın davasının kabulüne, dava konusu 109 ada 4 nolu parselin tapu kaydı oluştuğundan tapu kaydının beyanlar hanesine dava konusu taşınmazın 16/05/2013 tarihli ... Anadolu 23 Asliye Hukuk Mahkemesine verilen fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 1185 m2'lik kısmın davacı ...'nın zilyetliğinde olduğunun şerhine karar verilmiştir.
Hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince somut olayda; mahallinde yapılan keşif, tanık anlatımları ve bilirkişi raporları, dava konusu taşınmazda tespit öncesi ve tespit sırasında davacı ...'nın ekonomik amaca uygun kullanımının olmadığı, taşınmazın boş arsa olduğu, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak fiilen kullanıldığı konusunda ispat yükü (TMK m. 6) kendisinde olan davacı tarafın kullanım iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davalı Hazine vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamı incelendiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulü kararının dava konusu taşınmazın tapu kaydında lehine kullanıcı şerhi olan dahili davalılar tarafından istinaf edilmediği, sadece davalı Hazine tarafından istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazın, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi uyarınca kullanım kadastrosuna tabi tutulduğu sabittir. 26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. bendi ile yapılan düzenleme ile "Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davaların açılmayacağı, açılmış ve devam eden davaların durdurulacağı" şeklindeki düzenleme bulunmaktadır. Kullanıcı şerhine yönelik açılan bu davalarda Hazine yasal hasım olarak yer almakta olup, ilgili mevzuat gereğince, kanunun konuluş amacı ve istinaf edenin sıfatı gözetilip bununla sınırlı inceleme yapılması gerektiği kuşkusuzudur.
Bu itibarla somut olayda, dosya kapsamındaki tüm bilgi, belge, tapu kaydı, davalı Hazine üzerinde tapuda kalan m2 (8.174,47) miktarı, davacının sunduğu satış senedi (1.185 m2), keşif, tanık beyanları, bilirkişi raporu incelendiğinde davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı asılın yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.