16. Hukuk Dairesi 2016/12276 E. , 2020/4353 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ...Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 164, 210, 217, 218 ve 219, 116 ada 11, 12 ve 13 parsel sayılı sırasıyla 12837.27, 2441.92, 8372.24, 6823.72, 5674.84, 819,97, 847,44 ve 1131.78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından sözedilerek, malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları tarafından, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesi’ne aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesi’nde çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, Davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, çekişmeli 104 ada 210, 217, 218 ve 219 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine, 104 ada 217, 218 ve 219 parsel sayılı taşınmazların tutanağının diğer hanelerindeki kayıt ve tespitler aynı kalmak üzere 1/3’er payın davalılar ..., ... ve ... (Sülün) adlarına tesciline, 104 ada 210 parsel sayılı taşınmazın 05.02.2016 havale tarihli ek bilirkişi raporunda (B) harfi ile işaretli kısım çıkarıldıktan sonra 2.197,20 metrekare olarak ve tutanağın diğer hanelerindeki kayıt ve tespitler aynı kalmak üzere 1/3’er payın davalılar ..., ... ve ... (Sülün) adlarına tesciline, (B) harfi ile işaretli 244,72 metrekarelik bölümün aynı adaya son parsel numarası verilmek suretiyle zeytinlik niteliğiyle Hazine adına tesciline, 3402 sayılı Yasa"nın 19. maddesi gereğince bu kısımda bulunan zeytin ağaçlarının davalılar ..., ... ve ..."e ait olduğunun tutanağın beyanlar hanesine şerh verilmesine, çekişmeli 104 ada 164 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, 104 ada, 164 parsel sayılı taşınmazın 05.02.2016 havale tarihli ek bilirkişi raporunda bu parsele ilişkin ifraz krokisinin (A) ve (B) harfleri ile işaretli kısım çıkarıldıktan sonra 7.068,29 metrekare olarak ve tutanağın diğer hanelerindeki kayıt ve tespitler aynı kalmak üzere miras payları oranında ... mirasçıları adına tesciline, (A) ve (B) harfleri ile işaretli 5.768,98 metrekarelik bölümün aynı adaya son parsel numarası verilmek suretiyle tarla niteliğiyle Hazine adına tesciline, çekişmeli 116 ada 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın kabulüne, 116 ada 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların tutanaklarının diğer hanelerindeki tespit ve kayıtlar aynı kalmak üzere miras payları oranında ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine, ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, çekişmeli taşınmazlar hakkında murisleri ... oğlu ...’den gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Dava, çekişmeli parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmış, tutanakların edinme sebebinde hak sahibi oldukları belirtilen ..., ... ve ... de davalı sıfatıyla davada yer almış ve Karaağaç mevkinde yer alan çekişmeli 104 ada 164 parselin kök muris ... oğlu ...’den intikal ettiğini, ancak bunun dışındaki çekişmeli taşınmazların kök muris ... tarafından kendi murisleri ...’e satıldığını beyan etmişlerdir. Mahkemece özetle, çekişmeli 104 ada 210, 217, 218 ve 219 parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murisi ...’e aitken sağlığında oğlu ...’e devrettiği, 104 ada 164 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda gösterilen 7.068,29 metrekarelik bölümünün tarafların kök murisi ...’den intikal ettiği ve bu bölüm yönünden zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu, A ve B bölümlerinin ise Hazine adına tescili gerektiği, 116 ada 11, 12, 13 parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murisi ...’e ait olduğu, her ne kadar davalı şahıslar bu taşınmazların kendi murisleri ...’e satıldığını iddia etmişlerse de yapılan satış muvazaalı olduğu gibi kök murisin yapılan satıştan caydığı gerekçesiyle 104 ada 210, 217, 218 ve 219 parseller yönünden davanın reddine, çekişmeli 104 ada 164 parsel yönünden davanın kısmen kabulüne, 116 ada 11, 12 ve 13 parseller yönünden davanın kabulüne ve yazılı olduğu şekilde malik hanelerinin doldurulmasına karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi gereğince genel mahkemeden Kadastro Mahkemesi’ne aktarılan tescil davasıdır. Ne var ki, Mahkemece, şahıslar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulmaktan ziyade davacı ve davalı şahıslar arasındaki iç ilişki üzerinde durmuş, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanık da genel olarak davacı ve davalı şahıslar arasındaki iç ilişkiyi anlatmış, çekişmeli taşınmazların evveliyatının ne olduğu, imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, öyleyse imar-ihyalarının ne zaman tamamlandığı, zilyetliğin ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü yönünde beyanları alınmamıştır. Ayrıca, ziraat bilirkişisi raporu da şahıslar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemek yönünden yetersiz olduğu gibi, söz konusu bilirkişi raporunda çekişmeli 104 ada 210 parsel sayılı taşınmaz üzerinde herhangi bir ağacın varlığından söz edilmediği halde, Mahkemece bu taşınmazın Hazine adına tesciline hükmedilen (B) bölümü üzerinde zeytin ağaçları bulunduğundan bahisle davalı şahıslar lehine muhdesat şerhi verilmesine hükmolunmuştur. Bunlarla birlikte, taşınmazların evveliyatını, kullanım süresi ve niteliğini en iyi şekilde belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, Mahkemece bu yönde de bir araştırma yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava tarihi olan 1997 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedi Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların evveliyatlarının ne olduğu, imar-ihyalarının muhtaç yerlerden olup olmadıkları, eğer öyleyse imar ihyanın ne zaman tamamlandığı, üzerlerindeki zilyetliğin ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazların kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların zirai faaliyete konu olup olmadığı, üzerlerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parseller ile dava konusu taşınmazlar arasında nitelik farkı bulunup bulunmadığı, çekişmeli 104 ada 210 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümü üzerinde ağaç bulunup bulunmadığı hususunda bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davanın reddedilen kısmı üzerinden kendini vekille temsil ettiren davalılar Hazine, ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da isabetsiz olup, davalılar Hazine, ... ve ... vekillerinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Belediye Başkanlıklarına ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.