Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/16050 Esas 2020/1345 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16050
Karar No: 2020/1345

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/16050 Esas 2020/1345 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/16050 E.  ,  2020/1345 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : GAİPLİK-TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 588. maddesi uyarınca gaiplik, tapu iptali ve Hazine adına tescil isteklerine ilişkindir.
    Davacı, ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların paydaşı ... oğlu ...’ın gaip olması nedeni ile kendisine ... Defterdarının kayyım atandığını, 10 yıllık kayyımla idare süresinin tamamlandığını ileri sürerek adı geçenin gaipliğine, taşınmazın hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, kayyımlık hesabında bulunan meblağın devlete geçmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 588/1. maddesinde öngörülen on yıllık sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, kayıt malikinin gaipliğine, taşınmazın ve kayyımlık hesabında bulunan bedelin hazineye devrine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
    Somut olayda, hükmün 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca infaza elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Şöyle ki, hüküm fıkrasında davanın kabulüne karar verilmesine rağmen çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil hükmü kurulmamış olması doğru olmadığı gibi, HMK’nın 297/2. maddesi de gözetilerek her bir istek hakkında ayrı ayrı bentler halinde hüküm oluşturmak gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir.
    Öte yandan, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine rağmen kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti takdiri yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.
    Hâl böyle olunca; 6100 Sayılı HMK 297/2. maddesine aykırı olarak infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması hatalı olduğu gibi; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözetilerek davada kendisini vekille temsil ettiren davacı hakkında vekalet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu yönden hüküm kurulmaması da hatalıdır.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.