Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/7266 Esas 2014/26148 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/7266
Karar No: 2014/26148
Karar Tarihi: 22.12.2014

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/7266 Esas 2014/26148 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, alkol alarak araç kullanma suçundan yargılandığı davada beraat etmiştir. Ancak mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede, alkollü araç kullanmak suçu kasıtla işlenebilecek bir suç olup, sanığın güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kararın isabetsiz olduğu ve bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesi: Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur.
- 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi: Yargıtayın vermiş olduğu kararlar, kesin hüküm niteliğindedir.
- 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi: Yargıtay ceza dairelerinin verdiği kararlar, kesin hüküm niteliğindedir ve uygulanması gerekmektedir.
12. Ceza Dairesi         2014/7266 E.  ,  2014/26148 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname no : 12 - 2013/307937
    Mahkemesi : Gölcük(Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 18/02/2013
    Numarası : 2011/630- 2013/234
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
    İncelenen dosyada; sanığın imzası bulunan 21/04/2011 tarihli tutanakta sanığın alkol alarak araç kullandığı sırada olayın meydana geldiğini bildirdiği, olaydan bir kaç saat sonra kendiliğinde jandarmaya geldiği ve yapılan ölçümde 102 promil alkollü olan sanığın güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi,
    İsabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.