Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6093 Esas 2016/2402 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6093
Karar No: 2016/2402
Karar Tarihi: 07.03.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6093 Esas 2016/2402 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, bir yolculuk sırasında tanıştığı katılanı, kendisini şirket sahibi olarak tanıtarak, haksız menfaat sağlamak amacıyla işe yerleştirme vaadiyle kiralık bir aracı 5000 TL'ye sattı. Daha sonra da işe yerleştirme masrafı adı altında katılandan para aldı. Mahkeme, sanığın savunmalarına, mesaj tutanaklarına ve katılanın beyanlarına dayanarak, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna karar verdi. Sanık, suçun birden fazla kez işlendiği için zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak, hapis cezası ve adli para cezasına çarptırıldı. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca sanığın belli haklarından yoksun bırakılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı da dikkate alınarak hak yoksunluklarının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri ise şöyledir: Türk Ceza Kanunu'nun 157/1, 52/2-4, 58, 53/1 ve 43/1 maddeleri.
23. Ceza Dairesi         2015/6093 E.  ,  2016/2402 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet (5237 sayılı TCK"nın 157/1, 52/2-4, 58. maddeleri gereğince 4 yıl hapis ve 12.000 TL adli para cezası)

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Bir yolculuk esnasında katılan ile tanışan sanığın, kendisini şirket sahibi olarak tanıtıp, bu duruma inandırdığı katılanı, sözde kendisine ait olduğunu söylediği pazarlama şirketinde işe yerleştireceği vaadinde bulunup, kendisine ait olduğuna dair yalan söylediği aslında kiralık olan bir aracı 5000 TL"ye katılana sattıktan sonra işe yerleştirme masrafı adı altında ve muhtelif tarihlerde katılandan ayrıca para alarak haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
    Oluşa, sanığın savunmalarına, mesaj tutanaklarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması, kasten işlenen suçtan dolayı, hapis cezası ile cezalandırılmanın kanuni sonucu olması dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı da gözetilerek uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Sanığın, farklı tarihlerde birden fazla kez katılandan para aldığının sabit olduğu dikkate alınarak; sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal etmek suretiyle ve değişik zamanlarda birden fazla kez menfaat temin etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında ceza verilirken zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.