11. Hukuk Dairesi 2018/2094 E. , 2019/3690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07.11.2017 gün ve 2017/475-2017/741 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, iade-i muhakeme talebine ilişkin olup, dosyanın incelenmesinde ilk derece mahkemesince 07.11.2017 tarihinde Yargıtay yolu açık olmak üzere davalı vekilinin iade-i muhakeme talebinin reddine karar verildiği, davalı vekilinin kanun yolu başvurusu üzerine dava dosyasının temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi talebi, hukuki niteliği itibariyle ayrı ve bağımsız bir davadır. İBK 23.05.1956 gün ve 8/9 sayılı kararında da yargılamanın yenilenmesi talebinin müstakil bir dava olduğu, bu sebeple harca tabi olduğu ve mutlaka usulüne uygun duruşma daveti yapılmak suretiyle karara bağlanması gerektiği, evrak üzerinden değerlendirme yapılamayacağı hususu vurgulanmıştır.
İlk derece mahkemesince 07.11.2017 tarihinde verilen nihai nitelikteki kararın, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtikten sonra verildiği açıktır. Keza, dava dosyasında 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3/2 maddesinin uygulanmasını gerektirir nitelikte bir kararın temyiz incelemesinin yapıldığını gösterir bilgi-belgeye de rastlanmamıştır. Bu meyanda, mahkemece evvelce verilen 2013/271 E.-2013/284 K. sayılı 18.12.2013 tarihli kararının Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleşmiş olmasının anılan Kanunun Geçici 3/2. maddesinin uygulanmasını gerektirmeyeceği, bir başka söyleyişle, bu durumun 07.11.2017 tarihinde verilen nihai hükmün 1086 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde temyiz incelemesine tabi tutulmasını gerektirici mahiyet taşımadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, mahkemece verilen kararın kanun yolu incelemesi Bölge Adliye Mahkemesine ait olup, yasa gereğinin takdir ve ifası bakımından dava dosyasının ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava dosyasının kanun yolu incelemesi için ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere yerel ilk derece mahkemesine İADESİNE, 13/05/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, bu davayı da gören İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.12.2012 tarih ve 2011/210-2012/183 sayılı kararının iadei muhakemesi talebine ilişkindir.
2- Yerel mahkemece 07.11.2017 tarihli karar ile, HMK 375.maddesindeki iaedi muhakeme sebeplerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
3- “KANUN YOLLARI” bahsi 6100 sayılı HMK’nın 8.Kısmında üç bölüm halinde düzenlenmiş olup, bunlardan 1. Bölümde “İstinaf”, 2. Bölümde “Temyiz” ve 3. Bölümde ise “Yargılamanın İadesi” düzenlenmiştir. Diğer bir anlatımla, yargılamanın iadesine ilişkin davalar, yeni bir dava olarak değil, önceki davanın olağan dışı (üstü) kanun yolu olarak düzenlenmiştir. İadei muhakeme kanun yolu, ilk derece mahkemesinden başlayan ve tekrar kanun yolu incelemesine tabi olan sıra dışı ve olağanüstü bir kanun yoludur.
4- Hangi davalara Bölge Adliye Mahkemelerinin, hangilerine Yargıtay’ın kanun yolu mercii olarak bakacakları HMK’nın Geçici 3/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre anılan maddede; Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçirildiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar, 1086 sayılı HUMK’nın 26.09.2004 tarihli değişiklik öncesindeki kanun yollarına ilişkin 427-454.maddelerinin uygulanacağı ve bu dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilmeyeceği ifade edilmiştir.
5- Davacı tarafça iadesi istenilen karar, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.12.2012 tarih ve 2011/210-2012/183 sayılı kararına ilişkin olduğundan ve açılan dava, bu kararın olağanüstü kanun yolu niteliğinde bulunduğundan, ilk derece mahkemesince iadei muhakeme istemine ilişkin olarak verilen karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçirildiği 20.07.2016 tarihinden sonra olsa bile, bu kararlara karşı kanun yolu mercii doğrudan Yargıtay olup, davacı tarafın somut karara yönelik temyiz isteminin Dairemizce incelenmesi gerekirken, inceleme işinin bölge adliye mahkemesine ait olduğuna ve bu amaçla dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine ilişkin Daire çoğunluğunca verilen karara katılmıyorum.