Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3609
Karar No: 2020/1344
Karar Tarihi: 26.02.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/3609 Esas 2020/1344 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/3609 E.  ,  2020/1344 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS



    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.07.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... ve vekili Avukat ... Karamustafa ve davalı ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanları ...’in 187 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını farklı tarihlerde davalılar oğlulları ve torunlarına satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, satışın gerçek olduğunu, davacının kötü niyetle eldeki davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, davalılardan ..., 24.04.2014 tarihli celsede davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
    Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in 16.02.2010 tarihinde öldüğü ve geride davacı oğlu ..., davalı oğulları ... ve ... ile dava dışı çocuklar...,...,..,...,ve ...’ın mirasçı olarak kaldıkları, diğer davalılar ...ile ...’in mirasbırakanın torunu oldukları, mirasbırakanın 187 ada 8 parsel sayılı taşınmazındaki 3/6 payını ipka ederek 2/6 payını davalı oğlu ...’e 1/6 payını ise dava dışı oğlu ....’e 31.12.1992 tarihinde, kalan 3/6 payını ise 27.09.1994 tarihinde davalı oğlu ... ile dava dışı oğulları ... ve Salih’e satış yoluyla devrettiği, bilahare dava dışı Salih’in payını oğlu davalılardan ...’ye 21.07.2010 tarihinde, dava dışı ...’ın da payını oğlu davalılardan ...’e 30.07.2010 tarihinde satış suretiyle devrettikleri anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda, yukarıda belirtilen ilkeleri kapsar biçimde hükme yeterli bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleme imkanı bulunmamaktadır.
    Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle hükme yeterli bir soruşturma yapılması, mirasbırakan adına kayıtlı başkaca aktif-pasif tapu kaydı bulunup bulunmadığının taraflardan da sorulmak suretiyle ilgili tapu müdürlüğünden araştırılması, varsa tapu kayıtlarının istenilmesi ve bu taşınmazların da gerçek bedellerinin belirlenmesi, davalıların taşınmazın alımı için belediyeye yatırılan ihale bedelinin ödenmesinde katkıda bulunup bulunmadıklarının araştırılması, satışa ilişkin semenin ne şekilde ödendiğinin tespit edilmesi, davalılardan ...’in 24.04.2014 tarihli celsedeki beyanlarının üzerinde durulması, çekişme konusu taşınmazın kadastro tutanağında yer alan “şerh:31-12-1992 tarihinde tapunun 34 sırasında 6 hisse itibariyle Şevket oğulları ... 2/6 hissesi ve Salih Dinç’in 1/6 hissesi ve ... oğlu Şevket Dinç’in 3/6 hissesini Aybastı Belediyesinden tapu ile almışlar” ifadesini içerir şerhin de tüm deliller birlikte değerlendirilerek, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıyıp taşımadığının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek, noksan soruşturma ile yetinilip yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden davalılardan gelen ... vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi