Abaküs Yazılım
12. Daire
Esas No: 2019/6546
Karar No: 2021/1831
Karar Tarihi: 31.03.2021

Danıştay 12. Daire 2019/6546 Esas 2021/1831 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6546
Karar No : 2021/1831

DAVACI : …

DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi sigortalı olarak çalışmakta iken işten ayrılan davacı tarafından;
1- İşten ayrıldıktan sonra doğum yaptığından bahisle, 01/04/1986 ilâ 19/11/1987 tarihleri arasındaki sürenin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Sigortalıların borçlanabileceği süreler" başlıklı 41. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında borçlandırılmak suretiyle hizmetine eklenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin,
2- Bu işlemin dayanağını oluşturan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğünün "Hizmet Borçlanması İşlemleri" konulu, 26/12/2008 tarih ve 2008/111 sayılı Genelgesinin doğum borçlanmasına ilişkin I-B/a-2 bölümünde yer alan "... Doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi'' ibaresinin, iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 41/1-a maddesiyle doğum borçlanmasına imkan sağlandığı; söz konusu maddede doğum süresinin borçlanılması için, doğumun işten ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi koşuluna yer verilmediği halde, dava konusu Genelgeyle bu yönde düzenleme yapıldığı, Genelge ile anılan Kanuna aykırı olarak ilave bir şartın öngörülmesinin hukuka aykırı olduğu, bu nedenle dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
26/12/2008 tarih ve 2008/111 sayılı Genelgede yer alan "doğum borçlanmasında doğumun işten ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi" koşulunun, tıp biliminde azami gebelik süresi olarak belirlenen 300 günlük sürenin doğum yapan kadının doğum nedeniyle işten ayrılmasına karine teşkil edeceği, bu süreden sonra yapılan doğumun 5510 sayılı Kanun'un 41. maddesinde amaçlanan borçlanma olarak nitelendirilmesinin mümkün olamayacağı, bu nedenle dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen, 3622 sayılı Kanunla değişik 49. maddesinin 4. fıkrasında "Mahkeme bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilir. Israr kararının ilgili tarafından temyizi halinde, dava, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca incelenir. Danıştayın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararı bozulur; aksi halde onanır. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur." ve 6. fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin 4 üncü fıkrası hariç diğer fıkraları kıyasen uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
Bu düzenlemeyle, Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay İdari Dava Dairelerince verilen bozma kararlarına karşı, Danıştay dava dairelerine, eski kararlarında ısrar edebilme yetkisi tanınmamıştır.
Buna göre, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 4. fıkrasına ve 6. fıkrasına göre, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması zorunlu olup; işbu davada Danıştay Onbirinci Dairesince verilen kararın "dava konusu bireysel işlemin iptaline" ilişkin kısmının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca bozulması nedeniyle, anılan madde uyarınca, bozma kararına uyulmak suretiyle ve bozma kararında yer verilen gerekçe doğrultusunda, dava konusu bireysel işlemin iptali istemi yönünden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden, sigortalı olarak çalışmakta iken işinden ayrılan davacının, işinden ayrıldıktan sonra doğum yaptığından bahisle 01/04/1986 - 19/11/1987 tarihleri arasındaki dönem için 5510 sayılı Kanunun 41/1-a maddesi uyarınca doğum borçlanmasından yararlandırılması isteğiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine bu işlem ile dayanağı olan, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğünün "Hizmet Borçlanma İşlemleri" konulu, 26.12.2008 tarihli ve 2008/111 sayılı Genelgesinin doğum borçlanmasına ilişkin I-B/a-2 bölümünün "...Doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi'' kısmının iptali istemiyle açılan davada; Danıştay Onbirinci Dairesince dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen 06/11/2015 günlü, E:2014/3356, K:2015/5194 sayılı kararın, davalı idarece temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 15/03/2018 tarih ve E:2016/4296, K:2018/1044 sayılı kararıyla, davalı idarenin temyiz istemi kısmen kabul edilerek anılan Daire kararının, 26/12/2008 tarih ve 2008/111 sayılı Genelgenin doğum borçlanmasına ilişkin I-B/a-2 bölümünün "...Doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi'' kısmının onandığı, davacının yaptığı doğum nedeniyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yaptığı hizmet borçlanması başvurusunun reddine ilişkin 12/03/2009 tarih ve 66987 sayılı işleminin iptaline ilişkin kısmının ise bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun bozma kararı uyarınca dava konusu … tarih ve … sayılı bireysel işlem yönünden işin esasına geçildi.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulunun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Dairelerinin nihai kararlarının Danıştayda temyiz edilebileceği, 49. maddesinin 4. fıkrasında ise Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50’nci madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür. 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında yer alan düzenleme ile Danıştay Dava Dairelerine, ilk derecede bakılan davalarla ilgili bozma kararlarına karşı eski kararlarında ısrar edebilme yetkisi tanınmamıştır.
Bu durumda 2577 sayılı Yasanın anılan maddeleri uyarınca Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında yer alan gerekçelerle, davalı idarece tesis olunan 12/03/2009 tarih ve 66987 sayılı davaya konu bireysel işlemin iptaline ilişkin kısım yönünden görev ret kararı verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Danıştay Onbirinci Dairesince "dava konusu işlemlerin iptali" yolunda verilen 06/11/2015 tarih ve E:2014/3356, K:2015/5194 sayılı kararın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/03/2018 tarih ve E:2016/4296, K:2018/1044 sayılı kararıyla "düzenleyici işlemin iptaline" ilişkin kısmının onanması, "bireysel işlemin iptaline" ilişkin kısmının bozulması; davalı idarenin kararın düzeltilmesi isteminin de aynı Kurulun 03/07/2019 tarih ve E:2018/4787, K:2019/3420 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen, 3622 sayılı Kanunla değişik 49. maddesinin 4. fıkrasıyla, Danıştayın bozma kararlarına karşı mahkemelere "bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilme" yetkisi tanındığı halde, aynı maddenin 6. fıkrasında yer verilen "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin 4 üncü fıkrası hariç diğer fıkraları kıyasen uygulanır" yolundaki düzenlemeyle, Danıştay'da ilk derece mahkemesi olarak bakılan davalarda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen bozma kararlarına karşı, Danıştay dava dairelerine eski kararlarında ısrar edebilme yetkisinin tanınmaması ve söz konusu bozma kararlarına uyulmasının zorunlu olması nedeniyle, bozulan kısım yönünden işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı, 1957 doğumlu olup; 01/03/1977 tarihinden itibaren 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında sigortalı olarak çalışmakta iken, 22/05/1985 tarihinde işten ayrılmıştır.
Davacı, 30/03/1986 tarihinde doğum yapmış ve 20/11/1987 tarihinde yeniden sigortalı olarak çalışmaya başlamıştır.
Davacı, 27/02/2009 tarihinde davalı idareye başvurarak, 01/04/1986 - 19/11/1987 tarihleri arasındaki sürenin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 41. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında borçlandırılmak suretiyle hizmetine eklenmesi talebinde bulunmuştur.
Davalı idarenin 12/03/2009 tarih ve 66987 sayılı işlemi ile, doğumun işten ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmediğinden bahisle, 2008/111 sayılı Genelge uyarınca, doğum borçlanmasından yararlanamayacağı gerekçesiyle, davacının talebi reddedilmiştir.
Bunun üzerine, bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlıklı 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği kuralına yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının doğum nedeniyle borçlanma talebinin reddine ilişkin bireysel işlemin iptali istemi yönünden, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu sonucuna ulaşıldığından, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 12/03/2009 tarih ve 66987 sayılı işleminin iptali istemi yönünden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemi yönünden DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Dava kısmen iptal kısmen retle sonuçlandığından ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderinin diğer yarısı olan …-TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; toplam …-TL temyiz ve karar düzeltme yargılama giderlerinin yarısı olan …-TL'nin davalı idare üzerinde bırakılmasına, diğer yarısı olan …-TL'nin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 31/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi