Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/19554
Karar No: 2012/4690

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/19554 Esas 2012/4690 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2011/19554 E.  ,  2012/4690 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı, 13.000,00 TL’lik senet alacağı nedeniyle, davalı hakkında ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2009/1330 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, takip konusu bono üzerinde tahrifat yapılarak 3.000,00 TL"nin 13.000,00 TL"ye çevrildiğini, bu nedenle açılan ceza davasında bono alacaklısı davacının, “resmi belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyetine karar verilip kesinleştiğini, kesinleşen ceza mahkemesi kararı gereğince davacıya karşı borçlu olmadığının belirlendiğini savunarak, davanın reddini, %40 inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece, kesinleşen ceza mahkemesi kararı gereğince, “takip konusu bono üzerinde yazılı olan 3.000 TL’nin, 13.000 TL’ye çıkarılmak suretiyle, bonoda tahrifat yapıldığının” ve “3.000,00 TL’lik senet nedeniyle, 13.000 TL üzerinden takip başlatan davacının da takipte kötüniyetli olduğunun anlaşıldığı” belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, takibin 3.000 TL’lik asıl alacak üzerinden devamına, bu kısma ilişkin itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 10.000,00 TL"lik kısım üzerinden %40 oranında hesaplanan 4.000,00 TL icra inkar tazminatının davacı ..."dan alınarak davalı ..."a ödenmesine, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen 3.000,00 TL"lik kısım üzerinden %40 oranında hesaplanan 1.200,00 TL icra inkar tazminatının ise davalı ..."tan alınarak davacı ..."ya ödenmesine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dava, davacı alacaklı tarafından, davalı aleyhine 13.000 2011/19554-2012/4690
    TL’lik senet nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan “itirazın iptali” istemine ilişkin olup, mahkemece, kesinleşen ceza mahkemesi kararı gereğince, bonoda tahrifat yapıldığının anlaşıldığı belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece karara dayanak olarak gösterilen davacı hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan açılan ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/117 Esas ve 2011/7 Karar sayılı kararında, sanık davacı ...’nın, 3.000 TL’lik bono üzerinde tahrifat yaparak 13.000 TL’ye yükselttiği gerekçesiyle, 5237 Sayılı TCK"nın 204/1, 62 maddelerine göre sanık hakkında 1 Yıl 8 Ay Hapis cezası verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, 5 Yıl süre ile denetim süresine tabi tutulduğu, gerekli ihtaratların yapıldığı, söz konusu kararın 15.03.2011 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, kesinleşen ceza mahkemesi kararı gereğince hüküm kurulmuş olduğundan, söz konusu kararda verilmiş olan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” na ilişkin kararın hukuki niteliği ve hukuk hâkimini bağlayıp bağlamayacağı hususunun incelenmesi gereklidir.
    CMK’nın 223. maddesinde, mahkemece verilen kararlardan hangilerinin “hüküm” olduğu açıklanmış olup, “mahkûmiyet”, “beraat”, “ceza verilmesine yer olmadığı”, “güvenlik tedbirine hükmedilmesi”, “davanın reddi” ve “düşme” kararları birer hükümdür. “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” ise davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” niteliğinde değildir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2009/4-13 E., 2009/12 K. sayılı ilamı). Kanun koyucu, bir şansa daha ihtiyacı olan sanıkların, hâkim tarafından durumlarının bir kez daha değerlendirilmesi imkânını getirerek, kurulan hükmün açıklanıp açıklanmayacağı konusunda hâkime takdir yetkisi vermeyi uygun görmüştür. 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı”, hukuki nitelikçe “durma kararı” niteliğinde de olmayıp, “koşullu bir düşme kararı” niteliğindedir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.02.2008 gün ve 346-25 sayılı kararında da bu husus; “Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu karara karşı başvurulabilecek yasa yolu da, açıkça “itiraz” olarak öngörülmüştür. Koşulların gerçekleşmesi halinde 5271 sayılı Kanunun 223. maddesinde belirtilen “düşme kararı” verileceğinden, ancak bu aşamada, yani düşme kararı verildiğinde, hükümlere ilişkin yasa yolu olan, temyiz yoluna başvurulabileceği kabul edilmiştir.
    CMK’nın 231/5. maddesi gereğince, ”hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” ile kurulan hüküm, belli bir süre sanık 2011/19554-2012/4690
    hakkında hüküm ifade etmemekte, her hangi bir sonuç doğurmamaktadır. Başka bir ifade ile sanık bulunduğu hal üzere bırakılmakta, aynen yargılanan kimsenin durumunda kalmakta ve yapılan yargılama, geçici bir süre askıda kalmaktadır. Askı süresi boyunca, yargılanan kimsenin sanık sıfatı devam etmekte ise de, hiçbir şekilde bu kimse hükümlü sayılamaz. Bu nedenle hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilen kimse, hiçbir haktan yoksun bırakılamayacağı gibi, hiçbir hukuki statüden de dışarıya çıkarılamaz. Sonuç olarak, maddi olgunun belirlenmesi yönünden “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı”, kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir.(HGK, E. 2011/19-639, K.2012/30, T.1.2.2012)
    Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa;
    Eldeki davada mahkemece, “sahtecilik isnadına konu olan takip dayanağı senedin, 3.000 TL üzerinden düzenlenmiş olmasına rağmen, sahtecilik suretiyle 13.000 TL’ye çıkarıldığı” hususunun kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, söz konusu kararda verilen, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” ceza hukuku anlamında kesin bir mahkumiyet kararı niteliğinde olmadığından, BK’nun 53. maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlamayacaktır. O halde mahkemece tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durularak, gerektiğinde sahtecilik konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve ceza mahkemesince verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı”nın hukuki niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : 1.bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 44,55 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 28.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi