Esas No: 2021/15270
Karar No: 2022/5252
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/15270 Esas 2022/5252 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, kullanım kadastrosuna tabi olan taşınmazda güncelleme çalışması sonucu verilen zilyetlik şerhinin iptali ile davacı adına şerh verilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, 1993 yılında yapılan kullanıcı tespitine yönelik kadastro çalışması sonucunda devraldığı taşınmazın güncelleme işlemi yapılmadığını belirterek davalı adına yapılan güncelleme işleminin iptal edilerek taşınmazların kendilerine tescil edilmesini talep etmiştir. Davalı ise, bahse konu devir sözleşmesindeki imzayı inkar etmiş ve dava reddedilmiştir. Ancak, Mahkemece imza incelemesi yapılmadan bu karar verilmiştir. Bu nedenle, Yargıtay kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmü bozulmuştur.
Kullanılan Kanun Maddeleri: 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; ... İli, ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 2/B vasfındaki taşınmazlar hakkında 1993 yılında kullanıcı tespitine yönelik kadastro çalışması yapıldığını, parsellerin kullanıcı tespitleri yapıldığını ve kesinleştiğini, vekil edeninin bir kısım taşınmazların zilyetlik haklarını 01.11.1994 tarihli sözleşme ile zilyetlerinden devir ve satın aldığını, bölgede imar yapıldığını ve taşınmazların imar parseli haline geldiğini, çalışmalar sonunda bir kısım imar parsellerinin vekil edeni adına güncellenmesine karşın büyük çoğunluğunun vekil edeni adına güncellenmediğini, davacının, dava konusu 2338 parsel sayılı taşınmazı da 01.11.1994 tarihli sözleşme ile devir aldığını, Kadastro Müdürlüğüne tüm devir evrakları verilmiş olmasına karşın davalı adına güncelleme yapılmasının hatalı olduğunu belirterek; ... İli, ... İlçesi ... Mahallesi 2338 parselin imar gittisi olan davalı ... adına güncellemesi yapılan Altıntaş Mahallesi 739 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 18, 19, 20, 21, 22, 23 parseller ile 7410 ada 42, 43, 44 parseller ile 747 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22 parsel sayılı taşınmazlarda vekil edenin hak sahibi olduğunun tespiti ile davalı adına yapılan güncelleme işleminin iptal edilerek, güncelleme işleminin vekil edeni adına tespitine ve tapunun beyanlar hanesine tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; söz konusu devir sözleşmesinde davalının imzasının bulunmadığını, imza incelemesi yapılmasını gerektiğini, taşınmazın kullanımının hiçbir zaman devredilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna tabi olan taşınmazda güncelleme çalışması sonucu verilen zilyetlik şerhinin iptali ile davacı adına şerh verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, her ne kadar sözleşme metninin incelenmesinde davalının ismi karşısında bir imzanın mevcut olmadığı, yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin "taşınmazın eskiden beri davalıya ait olduğunu ve davacıyı taşınmazı kullanırken görmediklerini, yerin davalı tarafından bir başkasına devredildiğini bilmediklerini" beyan etmeleri ve davacı tarafça tanık da bildirilmediğinden davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de aynı yöndeki gerekçeyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ise de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki davacı; dava dilekçesinde zilyetlik devir sözleşmesine dayanmış, dilekçe ekinde sözleşme fotokopisini sunmuştur. Davalı ise, bahse konu sözleşmedeki imzayı inkar etmiş, imza incelemesi yapılmasını talep etmiştir. Söz konusu 01.11.1994 tarihli sözleşmede, davalının isminin yazılı olduğu satırın bir alt satırında iki adet farklı imza bulunduğu hususu gözönüne alındığında, Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan ve imza incelemesi yaptırılmadan, davalının sözleşmede isminin karşısındaki satırda imzası olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Mahkemece yapılması gereken iş, anılan sözleşmenin aslı dosya arasına getirtilerek ve davalının imza örnekleri alınmak suretiyle imza incelemesi yaptırılması ve inceleme sonucunda yapılacak tespite göre bir karar verilmesidir. Bu bağlamda yukarıda değinildiği şekilde eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 26.03.2021 tarihli ve 2020/890 Esas, 2021/290 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.