Esas No: 2021/7883
Karar No: 2022/5251
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7883 Esas 2022/5251 Karar Sayılı İlamı
Özet:
2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahipliği tespiti yapılan bir taşınmazın, kullanım kadastrosu yapıldığında davacının adının yazılmaması sebebiyle açılan davanın Mahkemece kabul edilmesi sonucu, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edildiği belirtilmiştir. Ancak, dava konusu işlemin idari bir işlem olduğu ve itirazlarının idari yargıda incelenebileceği gözetilmeden, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu nedenle, kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, 2924 sayılı Kanun ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ilgili maddeleri açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu ... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi eski 966 parsel yeni 28437 ada 147 parsel sayılı taşınmazda 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahipliği tespiti yapıldığını, dava konusu taşınmazın 1/4 hissesinde vekil edeninin hak sahibi olarak belirlendiğini, işlemin ilan edildiğini ve kesinleştiğini, aynı Kanun hükümlerine göre taşınmazın rayiç bedel tespitin yapıldığını, vekil edeninin belirlenen rayiç bedeli süresi içinde Or-Köy idaresine ödediğini, Or-Köy idaresi tarafından taşınmazda davacının hak sahibi olduğu, hissenin davacı adına tescili için Tapu Müdürlüğüne yazı yazıldığını, idari işlemin tamamlandığını, ancak yapılan son kullanım kadastrosu çalışmasında vekil edeninin zilyet olduğu yerde, isminin yazılmadığını belirterek, dava konusu yerin 1/4 hissesinde vekil edeninin zilyet olduğuna karar verilmesini istemiş, 21.02.2020 tarihli dilekçe ile 1/4 hissesinin Hazine adına olan tapusunun iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline olmazsa bedeli ödenen kısmın tespiti ile tapuya bu şekilde tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iddia ettiği gibi 2924 sayılı Kanun gereği Anayasa Mahkemesinin iptal kararı öncesinde satışı yapılarak ilgili hissenin davacı tarafından bedelinin ödendiği, taşınmazın 1/4 hissesinin iade kapsamında olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu ... İli Kepez İlçesi ... mahallesi 28437 ada 147 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitinin iptaline, beyanlar hanesine; "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Taşınmazın 459,24 m2 lik kısmı ... kızı ...'ın, 1222.02 m2'lik kısmı ... oğlu ...'ın, 8918,66 m2'lik kısmı ... oğlu ...'in, 4980.97 m2'lik kısmı ... evlatları ... ve ...'lerin müştereken kullanımlarında, 20093,78 m2'lik kısmı halen taşlık ve çalılık kullanımsızdır.'' ibaresi parselin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde belirtilmek üzere parselin tespit gibi tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi'nce, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kabulüne, ... Kadastro Mahkemesinin 09.07.2020 tarihli 2011/1278 Esas, 2020/70 Karar sayılı kararının HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davacının davasının kabulüne, dava konusu ... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi 28437 ada 147 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitinin iptaline, beyanlar hanesine; "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Taşınmazın 459,24 m2'lik kısmı ... kızı ...'ın, 1222.02 m2'lik kısmı ... oğlu ...'ın, 8918,66 m2 lik kısmı ... oğlu ...'in, 4980.97 m2'lik kısmı ... evlatları ... ve ...'lerin müştereken kullanımlarında, 20093,78 m2'lik kısmı halen taşlık ve çalılık kullanımsızdır.'' ibaresi parselin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde belirtilmek üzere parselin tespit gibi tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davacının dahili davalıların hissesine yönelik herhangi bir talebi olmadığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080 TL vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, kullanım kadastrosu sırasında, ... İli Kepez İlçesi ... Mah/Köyü çalışma alanında bulunan 28437 ada 147 parsel sayılı (yeni 29074 ada 10 parsel) 35.674,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 459,24 m2 'lik kısmı ... kızı ...'ın (B) harfi ile gösterilen 675,15 m2 lik ve (C) harfi ile gösterilen 546,87 m2 lik kısımlar ... oğlu ...'ın (E) harfi ile gösterilen 4980,97 m2'lik kısmı ... evlatları ... ve ...'lerin müştereken kullanımlarında ve (D) harfi ile gösterilen 21598,53 m2'lik kısmı ile (F) harfi ile gösterilen 7413,91 m2'lik kısımları halen taşlık ve çalılık kullanımsızdır" şerhi yazılarak tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı; taşınmazın 1/4 hissesini 2924 sayılı Kanun kapsamında satın aldığı, ancak 2/B çalışmaları sırasında adına zilyetlik tespiti yapılmadığı iddiasıyla taşınmazın 1/4 hissesi üzerinde adına kullanıcı şerhi verilmesi isteği ile dava açmıştır. Buna göre dava, 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre satılan ve takdir edilen parası Hazineye ödenen taşınmazı, satın alan kişinin taşınmazda zilyet olduğunu tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları idari davadır ve idari yargı yetkisi kapsamındadır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın bedelini ödeyen davacının adına gerek tespit gerekse tescil işlemi yapılmaması idari bir işlemdir ve bu işleme yönelik itirazları incelemek konusunda idari yargı yolu görevlidir. Mahkemece, yargı yolu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemenin kendisini görevli görerek, davanın kabulüne karar verilmesi yanlış olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre, davalı ... vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene davacıya iadesine 02.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.