20. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/4866 Karar No: 2013/10103
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/4866 Esas 2013/10103 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar adına kayıtlı olan taşınmazın aslında orman vasfında olduğunu ve orman tahdit sınırları içinde kaldığını iddia eden davacı, tapuda davalı adına olan kaydın iptal edilerek taşınmazın Hazine adına orman vasfıyla tescil edilmesini talep etmiş. Mahkeme, davayı kabul etmiş ve tapunun iptaliyle taşınmazın Hazine adına orman vasfıyla tescil edilmesine karar vermiş. Ancak, taşınmaz üzerindeki şerhlerle ilgili karar verilmemiş. Bununla birlikte, şerhlerle ilgili karar verilmemiş olsa da, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş. Kararda geçen kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi ve HUMK'nun 438/7. maddesi.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/4866 E. , 2013/10103 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Davacı vekili 16.09.2008 tarihli dilekçesi ile; ... Köyü 105 ada 26 parsel (eski 237) sayılı, 3657,25 m2 yüzölçümlü taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olmasına karşın, taşınmazın evveliyatının orman olup, ayrıca, kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığını belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman sınırları içinde kalan taşınmaza yönelik açılmış tapu iptal ve tescil davasıdır. Yörede 1945 yılında kesinleşen orman kadastro çalışması, daha sonra 1988 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise 1958 yılında yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava konusu taşınmazın orman vasfı ile tesciline karar verilmesine rağmen taşınmaz üzerinde bulunan şerhlerin silinmesine karar verilmemiştir. Orman olarak tescil edilen bir taşınmaz üzerinde kişi ya da kurumlar lehine bir şerh bulunması mümkün olamayacağından bu konuda bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 1. fıkrasından sonra, “dava konusu 105 ada 26 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan şerhlerin kaldırılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.