12. Ceza Dairesi Esas No: 2014/12378 Karar No: 2014/26107 Karar Tarihi: 19.12.2014
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/12378 Esas 2014/26107 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya(Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesi, Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanığı beraat ettirdi. Ancak mahalli Cumhuriyet savcısı karara itiraz etti. 5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesi, alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suç olduğunu belirtiyor. Alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği belirtiliyor. 1.30 Promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği gözetilmediği için mahkumiyet yerine beraat kararı verildi. Ancak, alkol seviyesi ile güvenli sürüş yeteneği arasındaki ilişki bilimsel olarak kabul edildiğinden sahte ehliyet yapmak suçundan verilen hüküm bozuldu ve yeniden yargılama kararı verildi.
12. Ceza Dairesi 2014/12378 E. , 2014/26107 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname no : 12 - 2014/55698 Mahkemesi : Antalya(Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesi Tarihi : 30/12/2013 Numarası : 2013/792 - 2013/1102 Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 1.00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla; İncelenen dosyada 1.30 Promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.