Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/3038
Karar No: 2017/429
Karar Tarihi: 08.03.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3038 Esas 2017/429 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/3038 E.  ,  2017/429 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “rücuen tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 10. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.03.2014 gün ve 2013/2165 E., 2014/377 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davalı ........ Havacılık Uzay Sanayi A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 11.09.2014 gün ve 2014/13953 E., 2014/17226 K. sayılı kararı ile,
    “...Dairemiz bozma kararı ile, davalı ........ Havacılık Uzay San AŞ"ye ait hangar inşaatının ""dış cephe ve çatı kaplama"" işini alan davalı limited şirkette işçi olarak çalışan sigortalının seyyar iskelenin ayağındaki tekerleğin piminin çıkması sonucu 4-5 metre yükseklikten düşerek yaralanması şeklinde gerçekleşen iş kazasında, ........ Havacılık Uzay San AŞ’nin işten tamamen el çekmesi ve asıl işveren sıfatının bulunmaması nedeniyle, 506 sayılı Yasa"nın 26/2. maddesi uyarıca 3. kişi olarak bir kusurunun bulunup bulunmadığı yönünde irdeleme yapılması gerektiği belirtildiği ve bozma ilamına uyulduğu halde, bozma sonrası, sigortalının davalılara karşı açtığı tazminat dosyasındaki rapor hükme esas alınmışsa da, bu raporda davalı ........ Havacılık Uzay San AŞ’e asıl işveren sıfatıyla kusur verildiği, bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden yeniden rapor alınarak ........ Havacılık Uzay San AŞ"nin 506 sayılı Yasa"nın 26/2. maddesi uyarıca 3. kişi olarak iş kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı yönünde irdeleme yapılması sağlanmalıdır.
    O hâlde, davalılardan ........ Havacılık Uzay San AŞ. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava kusur ve miktar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000 TL’nin gelirlerin onay tarihinden, masrafların ödeme tarihinden işleyecek faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı SGK vekili Kurum sigortalılarından Osman Uslu’nun ........ Havacılık ve Uzay San. AŞ.’nin asıl işveren, diğer davalı ....Yapı İnş. İzolasyon Otom. San. Tic. Ltd. Şti.’nin alt işveren olduğu hangar inşaat işinde çalışmakta iken 17.11.2007 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde yaralandığını ve çalışma gücünün %39’unu kaybettiğini, Kurum tarafından 18.11.2009 onay tarihli 80.680,96 TL gelir bağlandığını, sigortalının istirahatli kaldığı 17.11.2007 ile 09.02.2009 tarihleri arasında 5.588,98 TL geçici iş görmezlik ödeneği ödendiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İş Müfettişliği Raporu ve ... Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Raporlarında davalıların kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduklarının tespit edildiğini ileri sürerek kusur ve miktar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000 TL’nin gelir bağlama onay tarihinden, masrafların ise ödeme tarihinden itibaren faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ........ Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. vekili müvekkil şirketin B510 Hangarı Çatı/Cephe Kaplamaları ile Alüminyum Doğrama İşlerini diğer davalı şirket ....Yapı Ltd. Şti.’ne anahtar teslim olarak yapılması için ihale ettiğini, işin tamamını ihale yoluyla ve götürü sabit bedelle anahtar teslim usulü alan diğer davalı ....Ltd. Şti’nin müvekkil şirketin alt işvereni değil asıl işveren olduğunu, yapılan işte müvekkil şirketin işçilerinin çalışmasının da kesinlikle söz konusu olmadığını, müvekkil şirket ile diğer davalı ....Yapı Ltd. Şti. arasında yapılan sözleşmenin 6.2. maddesinde iş kazalarında hukuki sorumluluğun ....Yapı Ltd. Şti.’ye ait olduğunun düzenlendiğini, müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, kaldı ki meydana gelen kazada müvekkil şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ....Yapı İnş. İzolasyon Otomotiv Taş. San. Tic. Ltd. Şti. Vekili öncelikle usule ilişkin olarak Kurum sigortalısı Osman Uslu’ya ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin bir yıllık süre içerisinde istenmediğinden zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise .... Havacılık ve Uzay San. AŞ.’ye ait hangar şantiyesinde kullanılmakta olan hareketli iskelenin tekerleklerinden birisinin kırıldığını, iskele üzerinden çalışmakta olan işçilerin dengelerinin kaybolması ve iskelenin devrilebileceği korkusuyla iskelenin üzerinden zemine atladıklarını, taşeron firma olan davalı müvekkil şirketin işçisi olarak çalışan Osman Uslu’nun da 2 ve 3 metre kodunda, 20 cm genişliğinde bulunan cephe kuşaklarına basarak bir üst cephe kuşağına kemerle bağlı vaziyette panellerin geçişine (yerine sürülmesine) yardım etmekte iken yere atlaması ile ayağından yaralandığını, meydana gelen olayda Kurum sigortalısı Osman Uslu’nun iskele üzerinde olmadığını, diğer işçilerin iskele üzerinden atladıklarını görerek iskele ile ilgisi olmamasına rağmen yere atladığını, Kurum sigortalısının yaralanmasında müvekkilin hiçbir kusurunun bulunmadığını, iskelenin taşeron şirket olan müvekkil ve diğer davalı şirketin yetkili teknik çalışanları tarafından sürekli kontrol edildiğini, iş güvenliği önlemlerinin tamamının alındığını, öte yandan sigortalının tedavi sonrası sağlığına kavuştuğunu, bu nedenle çalışma gücü kaybı oranına da itiraz ettiklerini belirtmiştir.
    Mahkeme 31.10.2012 tarihli kararında, alınan bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde asıl işveren .... Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ’nin %20, alt işveren Yapı İnş. İzolasyon Oto. Taş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin %60, kazazede işçi Osman Uslu’nun ise %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, .... Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş’nin inşaat işinin bir bölümünü diğer davalı ....Yapı İnş. İzolasyon Oto. Taş. San. Tic. Ltd. Şti. verdiğinden 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca aralarında asıl – alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davacı Kurumun bağlanan gelirden dolayı %80 işveren kusuruna isabet eden 65.544,69 TL, geçici iş göremezlik ödeneğinden dolayı 4.841,06 TL zararının olduğu, Kurumun 506 sayılı Kanun’un 26. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca belirtilen zararını davalılar asıl ve alt işverene müştereken ve müteselsilen rücu edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davacı Kurum ve davalı .... Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. vekilleri temyiz etmişlerdir.
    Özel Daire 19.09.2013 tarihli kararında ........ Havacılık Uzay San. A.Ş’nin asıl işveren sıfatının bulunmadığının gözetilmediği, Mahkemece konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden yeniden rapor alınarak ........ Havacılık Uzay San. A.Ş’nin 506 sayılı Kanun’un 26/2. maddesi uyarınca 3. kişi olarak iş kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı yönünde irdeleme yapılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak verilen 28.03.2014 tarihli ikinci kararda sigortalının davalılar aleyhine açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davasında ........ Havacılık Uzay San. A.Ş’nin %20, İnş. İzolasyon Oto. Taş. San. Tic. Ltd. Şti’nin %60 kusur oranına göre hüküm kurulduğu, verilen kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesince onandığı, kesin hüküm nedeniyle artık TAİ’nin kusurunun araştırılmasına gerek kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün davalı .... Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. vekili tarafından temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece Yargıtay bozma kararına uyma gerekçesinin “Bozma eksik incelemeye ilişkin olduğundan TAİ’nin kusurunun araştırılması yönünden bozma ilamına uyulmasına karar verildiği” şeklinde olduğu, bu nedenle bozmaya uyma kararının taraflara usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı ve kesin hükmün herkesi bağlayacağı, Yargıtay bozma kararına uyulmasını usulü kazanılmış hak gibi değerlendirilerek .... A.Ş’yi 3. kişi kabul etmesi kesin hüküm nedeniyle usul ve yasaya aykırı olduğundan bozma gerekçesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararını davalı .... Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. vekili temyize getirmektedir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olayda kazalı sigortalının açmış olduğu ve onanarak kesinleşen maddi ve manevi tazminat davasında davalı .... Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ.’nin asıl işveren olarak kabulü karşısında, görülmekte olan rücuen tazminat davasında .... Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş.’nin asıl işveren yerine 3. kişi olarak kabul edilip edilemeyeceği ve mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymasının usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denilir.
    Örneğin mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymasıyla bozma kararı lehine olan taraf bakımından kazanılmış hak doğar.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozma kararında gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bozma nedenidir.
    Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.
    Aynı ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır. Benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK’nun 21.01.2004 gün ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 gün ve 2010/4-40 E., 2010/54 K.).
    Bu sayılanların dışında ayrıca görev, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Kuru B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü – C. V, 6. b İstanbul 2001, s 4738 vd).
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
    Kaldı ki usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeni ile ilgili olup temyiz aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
    Öte yandan, maddi anlamda kesin hükmün koşulları: 1086 sayılı HUMK’nun 237.maddesinde açıklanmıştır. Birinci dava ile ikinci davanın müddeabihlerinin (konusunun), dava sebeplerinin (vakıaların) ve taraflarının aynı olması, maddi anlamda kesin hüküm oluşturur.
    6100 sayılı HMK’nun 303/1.maddesinde ise “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde benzer bir tanım yapılmıştır.
    Kesin hükmün ilk koşulu, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; ikinci koşulu, dava sebebinin aynı olması; üçüncü koşulu ise, ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olmasıdır.
    Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde somut olayda, Mahkeme kararı Özel Dairece ........ Havacılık Uzay San. A.Ş’nin asıl işveren sıfatının bulunmadığının gözetilmediği, Mahkemece konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden yeniden rapor alınarak ........ Havacılık Uzay San. A.Ş’nin 506 sayılı Kanunun 26/2. maddesi uyarınca 3. kişi olarak iş kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı yönünde irdeleme yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma sonrası Mahkemece bu karara uyulması ile davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
    Kaldı ki sigortalı tarafından işverene yönelik açılan maddi ve manevi tazminat davasının tarafları ve sebebi farklı olup maddi manevi tazminat davasının hüküm fıkrası ile rücuen tazminat davasına ait talep sonucu aynı değildir. Bu nedenle sigortalı tarafından işverene yönelik açılan maddi ve manevi tazminat davasının Kurum tarafından işverenlere yönelik olarak açılan rücuen tazminat davasında 6100 sayılı HMK’nun 303/1. maddesi uyarınca kesin hüküm teşkil etmesine imkan bulunmamaktadır. Sonuç itibariyle usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak kesin hüküm gibi istisnai bir durum da bulunmadığına göre, Mahkemece Özel Dairece belirtilen gerekçelerle ve gösterilen biçimde hüküm verilmelidir. Artık ........ Havacılık Uzay San. A.Ş’nin asıl işveren olarak kabulü mümkün olmayacaktır.
    Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı ........ Havacılık Uzay Sanayi A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi