10. Hukuk Dairesi 2021/5519 E. , 2021/10594 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2019/311-2020/197
Dava, davacının Bağ-Kur sigortalılık başlangıcının 06.01.1995 olduğunun tespiti ve 06.01.1995-04.10.2000 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin Bağ-Kur hizmeti olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1479 sayılı Yasa’nın Geçici 18. maddesinde; bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar tescilleri, prim ödemeleri veya tescil başvuruları yoksa aynı tarihten sonra sadece aynı yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddeye göre vergide kayıtlı olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler. Geçmişe yönelik hizmetlerini tespit ettiremezler. 02/08/2003 tarihinden önceki tarihte Kuruma tescil edilmiş, giriş bildirgesi vermiş veya bir şekilde kendi adına tescil isteği yerine geçecek şekilde prim ödemiş olan ve 1479 sayılı Yasa kapsamında kendi adına veya hesabına bağımsız çalışanlar, 20/04/1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayalı olarak, 22/03/1985 tarihinden itibaren de vergi, esnaf sicili veya meslek kuruluşu kayıtlarına dayalı olarak sigortalılıklarının tespitini isteyebilirler.
Aynı şekilde, 5510 sayılı Kanunun geçici 8. maddesine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 01.10.2008 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 01.10.2008 tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş; aynı maddede, Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmak şartıyla, 01.10.2008 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmayanlara, 04.10.2000-01.10.2008 tarihleri arasında vergiye kayıtlı oldukları süreyi borçlanma imkanı getirmiştir.
Geçici 8. maddesinde belirtilen "yazılı başvuru" şartı, şekil şartı olmayıp; sigortalının, 01.10.2008 tarihi öncesi döneme ilişkin vergiye kayıtlı olduğu süreyi, yasada belirtilen 6 aylık sürede, Kurum"a başvurarak veya borçlanmaya ilişkin prim ödeyerek, borçlanma iradesini ortaya koyması, yasadan yararlanmak için yeterli sayılmalıdır. Anılan yasada belirtilen 6 aylık sürenin geçmesinden sonra, 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin sürenin, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacının 01.09.2003 tarihli Bağ-Kur’a giriş bildirgesine istinaden, 04.10.2000 tarihi itibariyle Bağkur’ a tescilinin yapıldığı, 04.10.2000-05.02.2017 tarihleri arasında, 1479 sayılı Kanun kapsamında, 5882 gün zorunlu Bağkur hizmetinin mevcut olduğu, 22.10.2003-30.12.2004, 09.02.2005-27.02.2017 tarihleri arasında prim ödemelerinin olduğu, davacının dava dışı Sır Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 06.01.1995 tarihi itibariyle kurucu ortağı olduğu, şirket hissedarı olarak şirkette mevcut 500.000,00 TL hissesini, Kartal 11. Noterliği’nden 03.02.2017 tarih ve 1549 sayılı tasdikli hisse devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortaklarından Ferruh Dağıstanlı’ya devrederek ortaklıktan ayrıldığı, Kurumun 13.02.2020 günlü yazısına göre; davacının 1479 sayılı Kanunun Geçici 18. madde kapsamında herhangi bir borçlanma talebinin olmadığının belirtildiği anlaşılmakla, Mahkemece davacının ortağı olduğu limited şirketin 06.01.1995 tarihinden, 04.10.2000 tarihine kadar vergi kaydının devam etmesi, davacının da anılan dönem kapsamında ortaklığının mevcut olması gerekçesine dayanılarak, yazılı şekilde karar verilmişse de; Mahkemece, yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda, 1479 sayılı Kanunun geçici 18. maddesi kapsamında, ilgili tüm kayıt ve belgelerin tetkiki ve zorunlu sigortalılık şartlarının araştırılması ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemenin, yukarıda belirtilen eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 20/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.