22. Hukuk Dairesi 2017/22503 E. , 2019/11167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/05/2008-01/05/2010 tarihleri arası davalı işyerinde kamyon şoförü olarak çalışığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesini kendisinin feshettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacağı bakımından usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesine göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural, sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Aynı Yasanın 176 ve devamı maddelerinde ise ıslah müessesi düzenlenmiş olup, ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntem olup; iddia ile savunmanın genişletilmesi yasağının istisnaların biridir. (HUMK. m.83; Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, B.6.C.IV, İstanbul 2001, s.3965)
Kural olarak; dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür.
Ne var ki; ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.( HGK"nun 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.- 2011/453 K.sayılı ilamı)
Bu durumda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni dava konusu, önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Dolayısıyla ıslahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmaları bulunduğundan bahsedilmekle birlikte dilekçenin “sonuç ve talep” bölümünde sadece kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve yıllık ücretli izin alacaklarının hüküm altına alınması istenmiştir. Davacı tarafça ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacağı talebinde bulunulmadığı gibi bu alacak kalemleri bakımından herhangi bir talep miktarı belirtilmemiş ve dava açarken harç da yatırılmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacaklarının da hesaplanması üzerine; davacı vekili, 28/10/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile birlikte dava dilekçesinde talep edilmeyen ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı ile hafta tatili ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir
Mahkemece söz konusu alacakların ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isabetli olmamıştır. Zira ıslah dilekçesi ile talep edildiği için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımadığından ek dava olarak da değerlendirilemez. Bu sebeple, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı ile hafta tatili ücret alacağı yönünden usulüne uygun açılmış dava bulunmadığı halde mahkemece esas yönden kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Dosya içeriğine göre, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının günlük 15 saat çalıştığı günlük 3 saat ara dinlenme mahsubu ile haftalık 27 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplanan fazla çalışma ücret alacağı mahkemece hüküm altına alınmış ise de ağır vasıta şoförlerinin yirmidört saat içinde dokuz saatten fazla araç kullanmalarının yasaklandığı Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin 98. maddesi hükmü ile tanık beyanları dikkate alındığında davacının günlük fiilen 10 saat çalışma ile haftalık 15 saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-İşçinin fazla çalışma alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir.
Somut olayda, davacı taraf davalı işyerinde fazla çalışma yaptığını iddia ederek fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuş, tanık beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde söz konusu alacağın kabulüne karar verilmiş ise de anılan alacaktan uygun bir indirim yapılmaması hatalı olmuştur. Davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine, çalışma süresine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre uygun bir oranda indirim yapılarak fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.