Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1796
Karar No: 2022/5349
Karar Tarihi: 06.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1796 Esas 2022/5349 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2022/1796 E.  ,  2022/5349 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil, Beyanlar Hanesine Şerh
    İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kullanım kadastrosu sırasında, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 134 ada 11 parsel sayılı 200,29 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe ve üzerindeki iki katlı bina ile 1990 yılından beri ... evladı ...’ın fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak, bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 01.06.2010 tarihinde tespit edildikten sonra, itiraz üzerine taşınmaz, bahçe vasfıyla 167,19 m2 olmak ve aynı şerhler verilmek suretiyle 20.03.2017 tarihinde kadastro tespiti davalı veya komisyonda tirazlı yerlerin tescili + birleşme yoluyla Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş ve bilahare 6292 sayılı Kanun uyarınca 10.07.2018 tarihinde ...’a satılarak bu kişi adına tescil edilmiş; aynı çalışma alanında bulunan 134 ada 14 parsel sayılı 257 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe ve üzerindeki 1 katlı bina ile 1990 yılından beri ... evladı ...’nin fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak, bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 01.06.2010 tarihinde tespit ve 24.09.2010 tarihinde tescil edildikten sonra, 6292 sayılı Kanun uyarınca 12.04.2022 tarihinde ....’ye satılarak bu kişi adına tescil edilmiş; yine aynı çalışma alanında bulunan 134 ada 13 parsel sayılı 339,12 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe ve üzerindeki 5 katlı bina ile 1990 yılından beri Bektaş evladı ...’ın fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak, bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 01.06.2010 tarihinde tespit ve 24.09.2010 tarihinde tescil edildikten sonra, 6292 sayılı Kanun uyarınca 14.01.2015 tarihinde ...’a satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir.
    Davacı ... vekili, müvekkili olan davacının .... ilçesi ... Mahallesi 134 ada 11 parsel sayılı 223,10 m2 yüzölçümlü taşınmazı 1990 yılında satın aldığını, 2010 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşınmazın 2/b maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını ve davacının fiili kullanımında olduğu şerhinin verildiğini, çalışmalarda yapılan hata ve eksiklikler nedeniyle kaymalar olduğunu, kullanılan alanlarla taşınmazların sınırlarının tamamıyla yanlış tespit edildiğini, sınırlandırma krokisinde hatalı olarak davacıya ait taşınmazın 30,90 m2'lik bölümünün 134 ada 12 parsel, 10,94 m2'lik bölümünün 134 ada 14 parsel ve 44,97 m2'lik bölümünün 134 ada 13 parsel sayılı taşınmazın sınırlarında gösterildiğini, bu yanlışlık nedeniyle davacının da dahil olduğu hak sahiplerince ... Anadolu 1. Kadastro Mahkemesinin 2010/181 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve yargılama neticesinde 134 ada 12 parsel nolu taşınmazın 30,90 m2'lik kısmının ifraz edilerek davacının kullanımındaki 134 ada 11 nolu parsel ile birleştirilmesine, toplam 167,19 m2'lik 134 ada 11 nolu parselin Hazine adına tesciline, tapunun beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığının ve taşınmazın bahçe ve 2 katlı bina olarak 1990 yılından beri davacının fiili kullanımında olduğunun yazılmasına, taşınmazın diğer sınırlardaki hatalar bakımından ise bu davanın konusu olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini ve hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, ve böylelikle mahkeme kararında belirtildiği üzere bilirkişi ve mahkeme marifetiyle yanlışlığın tespit edildiğini, ancak 134 ada 13 ve 14 nolu parsellerin davacının bilgisizliği nedeniyle dava konusu edilmediğini ileri sürerek, tespiti yapılan 134 ada 14 parselin 10,94 m2'lik kısmının, 134 ada 13 parselin ise 44,97 m2' lik kısmının tapusunun iptali ile 134 ada 11 parsele eklenerek toplam 223,10 m2 olarak aynı ada parsel numarası ile Hazine adına tesciline, tapunun beyanlar hanesine, “6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. İş bu taşınmaz bahçe ve 2 katlı bina 1990 yılından beri ... evladı ...’ın fiili kullanımındadır.” açıklamasının yazılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ön şart yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu olan taşınmazlardan 134 ada 14 nolu parselin tapu kaydı Maliye Hazinesi adına kayıtlı görünüyor ise de muhdesat bilgileri kısmında 1990 yılından beri davalı ... oğlu ...’nin fiili kullanımında olduğuna dair tespitin bulunduğu, ...’nin dava tarihi olan 01.03.2016 tarihinden önce 2014 yılında 6292 sayılı Kanun gereği taşınmazın kendisine satışı için idareye başvuruda bulunduğu, Milli Emlak Müdürlüğü tarafından 6292 sayılı Kanun uyarınca taksitli satışın kabul edilerek 2014 tarihli ödeme çizelgesi çıkarıldığı, ilk ödemenin 01.03.2015 tarihinde başladığı ve satış bedelinin bir kısmının da peşin tahsil edildiği belirtilerek satış işleminin gerçekleştiği, dava konusu 134 ada 13 parselin ise dava tarihinden önce 14.01.2015 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca davalı ...’a tapuda satış işleminin gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın ön şart yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ve hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Aliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, aynı gerekçeyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/ taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan Hazinenin satış işlemi 6292 sayılı Kanuna dayanan idari işlem niteliğinde olup, bu satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi hukuken mümkün değildir.
    Yine kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için de davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte açılması gerekir.
    Dolayısıyla, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
    Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı ... yönünden 6292 sayılı Kanun uyarınca tapuda dava tarihinden önce satış yapıldığından bölge adliye mahkemesinin verdiği istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Davalı ... yönünden ise, her ne kadar Mahkemece, davalı ...' nin dava tarihi olan 01.03.2016 tarihinden önce 2014 yılında 6292 sayılı Kanun gereği taşınmazın kendisine satışı için idareye başvuruda bulunduğu, Milli Emlak Müdürlüğü tarafından 6292 sayılı Kanun uyarınca taksitli satışın kabul edilerek 2014 tarihli ödeme çizelgesi çıkarıldığı, ilk ödemenin 01.03.2015 tarihinde başladığı ve satış bedelinin bir kısmının da peşin tahsil edildiği belirtilerek satış işleminin gerçekleştiği kabul edilmiş ise de, gerek dava tarihi, gerek yerel mahkeme kararının verildiği 09.07.2019 tarihi ve gerekse bölge adliye mahkemesi kararın verildiği 04.11.2021 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereğince davalı ... adına tapuda tescil işlemi gerçekleşmediğinden, davacının şerhe yönelik davasının dinlenmesinde hukuki yararı bulunmakta ise de, dava konusu taşınmazın Yargıtay temyiz incelemesinden önce 12.04.2022 tarihinde davalı ...’ye satıldığından, artık davanın dinlenme olasılığının, başka bir deyişle davacının güncel hukuki yararının kalmadığı ve böylelikle Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının sonucu itibariyle yerinde olduğu anlaşıldığından, hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 80.70 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna, 06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi