Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4444
Karar No: 2020/348
Karar Tarihi: 20.01.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/4444 Esas 2020/348 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/4444 E.  ,  2020/348 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili; davacının, tarımsal sulama yapmak amacı ile ... İşletme Müdürlüğü"ne başvurduğunu, 28.04.2011 tarihli yazı ile ön izin ve şantiye enerjisi müsaadesi aldığını, alınan izin üzerine elektrik hattı projesinin hazırlanarak onaylandığını, işletme müdürlüğüne verdiği 11.08.2011 tarihli dilekçe ile onaylanan projeye istinaden hat çekim işleminin yapıldığını, abonelik işlemlerinin tamamlanmasını talep ettiğini, bu tarihten sonra hiçbir kurum yetkilisinin abonelik için gelmediğini, 15/09/2011 tarihinde başka bir ekibin gelerek kaçak elektrik tutanağı tanzim ettiğini, kaçak tespit tutanağı tarihi itibariyle müvekkilinin tarımsal sulama için enerji kullanmadığını, arazideki inşaat ihtiyaçları için gerekli olan kadarıyla enerji kullanımının söz konusu olduğunu, bunun da maddi değerinin 5,00 TL olduğunun davacı aleyhine açılan ceza davasında tespit edildiğini, davacının olay sonrası aboneliğinin yapılmasını talep ettiğinde cezanın ödenmemesi halinde aboneliğin yapılmayacağının söylendiğini, söz konusu bedeli itiraz ve yasal haklarını saklı tutarak 10.01.2012 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 16.000,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; kaçak elektrik tespit tutanağının usulüne uygun olarak düzenlendiğini, abonelik işlemleri için geçici kabul heyeti oluşturulduğunu ancak davacı tarafça sunulan dilekçede adres bulunmaması nedeni ile işlemlerin yapılamadığını, 15.09.2011 tarihinde tesiste yapılan kontrolde can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde sisteme bağlantı yapıldığının ve yasal olarak sayaç tesis edilmeden enerji kullanıldığının tespit edilerek kaçak elektrik tespit tutanağının tanzim edildiğini savunarak davanın reddiniistemiştir.
    Mahkemece; davacı tarafından kullanılan sayacın yasal olarak oluşturulan bir sayaç olmadığı, davacının kullanımının kaçak elektrik kullanımı olarak kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 30.03.2015 tarih ve 2014/12355-5187 E.-K. sayılı ilamı ile; davacının eyleminin yönetmelik kapsamında kaçak elektrik kullanımı olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı,
    mahkemece tutanak mümzilerinin tanık sıfatı ile dinlenmesi, kaçak kullanım tarih aralığında yürürlükte bulunan tarife uyarınca kaçak kullanım miktarının ve bedelinin tespiti amacıyla, alanında uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, davacının fazla ödeme yaptığının tespit edilmesi halinde, bu miktarın istirdadına karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde; bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda kaçak tahakkuk bedelinin 16.605,22 TL olduğu; hakeza usulsüzlük cezası ve enerji tüketim bedeli de nazara alındığında davacının fazla ödeme yapmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, söz konusu karar davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 04.06.2018 tarih ve 2017/17063 E. 2018/6313 K. sayılı kararıyla; mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince kaçak kullanım tarih aralığında yürürlükte bulunan tarife uyarınca kaçak kullanım miktarının ve bedelinin tespiti amacıyla alanında uzman bilirkişi (üç kişiden oluşan) heyetinden denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken tek kişiden oluşan ( elektrik elektronik mühendisi) bilirkişiden alınan ve önceki bilirkişilerin düzenlediği raporlardaki değerlendirmeleri irdelemeyen rapora göre hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplama sonucunda davanın kabulü ile 11.069,05 TL alacağın ihtirazı kayıtla yapılan 10/01/2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dava; kaçak elektrik tüketiminden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
    4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
    Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;
    1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
    a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
    b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
    1) Meskenlerde, bağlantı gücü ve ortalama aylık çalışma saatine göre (buradaki bağlantı gücü, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere) yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak,
    2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,
    3) Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre hesaplanır.” hükmü yer almaktadır.
    HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
    HMK.nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tesiste 100 kwA"lık trafo mevcut olmakla birlikte, bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesi akdedilerek trafo gücünün resmiyet kazanmadığı, ceza yargılaması kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda yapılan keşif sırasında taşınmazda bina yapımı sırasında çeşitli işler için kullanılan su motoru ve diğer makinaların güçlerinin 42 kwA olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, tesisteki kurulu gücün 42 kwA olarak kabulüyle hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Oysa 622 sayılı Kurul Kararının kaçak elektrik enerjisi tüketim miktarı hesaplamasına ilişkin ilgili maddelerinde tesisteki kurulu güç miktarının hesaplamalarda esas alınacağının belirtilmesi ve 15.09.2011 tarihli kaçak tespit tutanağında da trafo gücünün 100 kwA olduğunun tespit edilmiş olması karşısında, bilirkişi raporundaki subjektif değerlendirmeye yönelik şekilde, tesisteki kurulu gücün 42 kwA olduğunun kabulü ile yapılan hesaplamalar doğru olmamıştır. Keza rapora davalı tarafça, bu hususa yönelik olarak itiraz edilmiş, ancak mahkemece davalının itirazları karşılanmaksızın rapora itibar edilerek hüküm tesis edilmiştir.
    O halde; mahkemece önceki raporu hazırlayan bilirkişiden, kurulu gücün 100 kwA olduğu göz önünde bulundurulmak suretiyle yapılacak hesaplamaları içeren ek rapor alınarak davacının sorumlu olduğu tüketim miktarının davalının itirazlarını da karşılar şekilde belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de; dava fazlaya dair haklar saklı tutulmak üzere 16.000 TL"nin iadesi talebiyle açılmış olup, mahkemece 11.069,05 TL yönünden davanın kabulü yönünde karar verilmiş olması nedeniyle, davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddi yönünde hüküm kurulması gerekirken, davanın kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi