Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/20873 Esas 2012/3835 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/20873
Karar No: 2012/3835

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/20873 Esas 2012/3835 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı banka, davalılardan biri ile genel kredi sözleşmesi imzaladıklarını, diğer davalının da müteselsil kefil olduğunu ancak ödemelerin düzenli yapılmadığını ve icra takibi yapıldığını söyleyerek itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep etmiştir. Mahkeme, davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğine hükmetmiştir. Ancak karar temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesinde, genel kredi sözleşmesinin tüketici kredisi olup olmadığının araştırılmadığından, davanın eksik inceleme ile yapıldığı ve usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur. Kanun madde olarak da, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesinde tanımlamalar yapılıp, tüketici, mal ve kredi veren tanımları yapılmıştır. Aynı kanunun 10. maddesi tüketici kredisini açıklarken, 23. maddesi de uygulanacak ihtilafların tüketici mahkemelerinde görüleceğini belirtmiştir.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2011/20873 E.  ,  2012/3835 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı, Davalı ... ile aralarında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davlı ...’ün ise, genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davalı borçlunun ödemelerini düzenli olarak yapmadığını ve temerrüde düştüğünü, davalı borçlular aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
    Davlı ..., krediyi ödediğini, elinde makbuzlar olduğunu davayı kabul etmediğini savunmuş, davalı ... ise, sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığını kendisinin borcunun bulunmadığını, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1- 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde, kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu arada "Alışverişe konu olan taşınır eşyayı..." mal, "Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi" tüketici, "mevzuatları gereği tüketicilere, nakit kredi vermeye yetkili olan banka, özel finans kurulusu ve finansman şirketlerini" kredi veren olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 10. maddesi gereğince, "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir." Bu Yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise, "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır" hükmüyle, kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir.
    Somut olay değerlendirildiğinde, Davacı Banka eldeki davayla Davalılardan ... ile aralarında imzalanan ve diğer davalı ...’ün kefil olduğu sözleşme ile Genel Kredi sözleşmesi düzenlendiğini ve kredinin verildiğini, ancak davalılar tarafından kredinin düzenli geri ödenmediğini, bu nedenle haklarında takibe geçildiğini, takibe de itiraz ettiklerini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Dava dilekçesine ekli bulunan sözleşmenin başlığında “Genel Kredi Sözleşmesi” yazılı olup, verilen kredinin tüketici kredisi (ihtiyaç, konut, araç kredisi) olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Davanın tüketici Mahkemesinde bakılabilmesi için kredinin az yukarıda tanımı yapılan şekilde tüketici kredisi olması gerekir. Mahkemece bu hususta herhangi bir değerlendirme ve araştırma yapılmamıştır. Öyle olunca mahkemece bu hususta inceleme ve araştırma yapılmalı, gerekirse banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmalı ve verilen kredinin tüketici kredisi olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Tüketici kredisi olmadığının anlaşılması durumunda davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılarak karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektir.
    2- Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 24.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.