Esas No: 2021/22553
Karar No: 2022/9857
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/22553 Esas 2022/9857 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/22553 E. , 2022/9857 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Askeri Ceza Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın, mağdura yönelik olarak, "Ben Astsubay olmak için kimseye, yalakalık yapmam" sözlerini söylediği, böylece üste hakaret suçunu işlediği, bu nedenle eylemine uyan ASCK’nın 85/1 (birinci cümlesi) maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi talebiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama neticesinde yerel mahkemece sanığın atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
Asker kişilerin üstlerine veya amirlerine karşı işledikleri hakaret suçları, ASCK’nun 85’inci maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi, suçun basit hâlini düzenleyip yaptırım altına alırken; ikinci cümlesi, hakaretin hizmet esnasında veya hizmete müteallik bir muameleden dolayı işlenmesi hâllerini düzenlemektedir. Askerî Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere üstü konumundaki mağdurun rütbe ve makamını aşağılayıcı, onurunu kırıcı, küçük düşürücü, şeref ve haysiyetine tecavüz edici nitelikte olduğu kabul edilen sözlerin hakaret suçunu oluşturduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında temyize konu somut olay değerlendirildiğinde; sanığın "Ben Astsubay olmak için kimseye, yalakalık yapmam” sözünün onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici ve kaba bir hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla üste hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyet kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Üye ...'in karşı oyları ile 12.05.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(KD)
KARŞI DÜŞÜNCE
Heyetimizin çoğunluğu ile aramızdaki görüş ayrılığı, asker olan sanığın, yapılan toplantı sırasında mağdur Uzm.J.I.Kad.Çvş ...’un da bulunduğu sırada “Ben Astsubay olmak için kimseye yalakalık yapmam” şeklindeki beyanının, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olup olmadığı konusunu oluşturmaktadır.
Asker kişilerin, üslerine karşı işledikleri hakaret suçları, Askeri Ceza Kanunu’nun “Askeri itaat ve inkıyadı bozan suçlar” başlıklı beşinci faslında yer alan 85’inci maddesinde yaptırım altına alınmıştır. Bu düzenleme ile amir ve üstlerin şeref, namus ve haysiyetlerinin korunması yanında askeri menfaatlerin ve disiplinin korunması da amaçlanmıştır.
Sövme, kişinin onuruna, şerefine ve saygınlığına yönelik olumsuz değer yargılarında bulunmayı ifade etmektedir. Hakaretin bu şeklinde somut bir fiil veya olgu isnat edilmemekte, mağdurun onur, şeref ve saygınlığına saldırı teşkil eden soyut yakıştırmalarda, soyut fiil veya olgu isnadında bulunulmaktadır. Kişiye kötü huy, nitelik ve hastalık izafe etmek sövmeyi oluşturur. Buna göre, bir kişiye “alçak”, “serseri”, denilmesi, kişiye “hırsız”, “rüşvetçi”, “sahtekâr”, “fahişe”, gibi yakıştırmalarda bulunulması sövme şeklindeki hareketi oluşturacaktır.
Sövme suçu, somut olayda kişinin onur, şeref ve saygınlığına yönelik bir değer yargısını ifade eden her yolla işlenebilir. Sövmenin belirli bir kalıbı yoktur, yazı, söz, resim işaret ve hareketlerle bu suçu işlemek mümkündür. Örneğin bir kişiye yönelik olarak “terbiyesizlik etmeyin”, “sen mühendis olmuşsun, adam olamamışsın”, “komünist” veya “yalaka” denilmesi sövmedir. Aynı şekilde kişinin, mağduru yakasından tutma eylemi görevliye sövme, ceza makbuzunu yırtıp polislerin yüzüne atmak, mağdurun yüzüne tükürmek eylemleri de sövme suçunu oluşturur.
Sövme suçunun oluşumu, sanığın söylediği sözlerin, mağdurun onuru, şerefi ve saygınlığı için saldırı oluşturmasını gerektirir. Söylenen sözlerin, kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek veya onu saldırı saldırı oluşturacak nitelikte olması yeterlidir. Bir kişiye yöneltilen söz veya hareketin o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığı belirlenirken, toplumda hakim görüşleri, örf ve adetleri, fiilin işlendiği sıradaki hal ve şartları dikkate almak gerekmektedir. Bu ölçülere göre yapılacak değerlendirme neticesinde söylenenlerin, davranışların ve isnat edilen hususların objektif olarak sövme teşkil ettiğinin saptanmasıyla birlikte sövme gerçekleşmiştir.
Söylenen sözlerin onur ve şerefi rencide edip etmediğinin belirlenmesinde bazı hallerde mağdurun konumu da belirleyici olmaktadır. Bu nedenle, somut olayda çevre ve zamanın şartlarından başka, mağdurun kişisel durumunu, mesleğini ve toplum içindeki durumunun da göz önünde bulundurarak söylenen sözlerin mahiyetini belirlemek gerekmektedir. Sanık ve mağdur arasındaki ilişkinin mahiyeti ve şekli, sanığın yaşı, durumu ve eğitimi de bu kapsamda göz önünde bulundurulacak hususlardandır.
Yukarıda sunduğunuz açıklamalar ışığında; Sanığın, sövme oluşturan sözleri toplantıda bulunan ve Astsubaylık sınavına girecek tek kişi olan mağduru hedef alarak, mağdurun bu özelliğini bilen tanıkların huzurunda “Ben Astsubay olmak için kimseye yalakalık yapmam” şeklinde söylediği, mağdurun Astsubay olabilmek amacıyla “yalakalık yaptığı” iddiasında bulunarak üzerine atılı sövme suçunu işlediği sabit olmasına rağmen sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan, sanığın temyiz talebinin reddi yerine mahkumiyet kararının bozulmasına karar veren çoğunluğun görüşüne iştirak edemiyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.