4. Hukuk Dairesi 2018/4149 E. , 2019/2107 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/04/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ve davalı vekili dair verilen 13/05/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; davalının, ...... Belediyesinin web sitesi editörü olduğunu, bir yazısında şeref ve haysiyetine ağır hakaretlerde bulunduğunu, ......’nin küçük bir yer olduğunu, herkesin birbirini tanıdığını, devlet memuru olarak emekli olup yerleştiği ......’den olay nedeniyle ...... zorunda kaldığını belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini istemiştir.
Davalı, ...... Belediyesinin yayın organında bir görevinin olmadığını, belediyenin web sitesi editörü olmadığını, davacının sürekli belediye başkanıyla uğraşıp şikayet dilekçeleri verdiğini, davacının dava konusu olay nedeniyle ......"den ayrılmadığını, bu olaydan çok önce ayrıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davacıya hitaben internet sitesinde yayınlamış olduğu yazısının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Matufiyet kelime anlamı olarak, "yöneliklik, yönelmiş olmaklık" olarak tarif edilmektedir. Özellikle kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemini içeren davalarda söz konusu olan matufiyet şartı, açıkça kanunda yer almamakla birlikte, Yargıtay içtihatlarıyla hukukumuza girmiştir. Matufiyet şartı içtihatlarda adı, sanı, kimliği belli olmasa da ona yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak şekilde ithamlara, yönelimlere yer veren ifadeler olarak kabul edilmektedir.
Matufiyet yargısal kararlarda kullanılan ifadeler ile şeref ve haysiyetine veya özel yaşamına dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden yönünden varlığı aranan önemli bir koşul olarak tarif edilmiş, matufiyetin varlığını kabul için o konuşmada, ya kişinin adından açıkça söz edilmesi ya da konumunun, sıfatının gösterilmesi veya bunlardan söz edilmese dahi konuşma içeriğinden bu kişinin amaçlandığı, sözlerin ona yönelik olduğunun anlaşılması veya anlaşılabilir olması şartları aranmıştır.
Hukuka aykırı eylemde bulunan kişi mağdurun ismini açıkça belirtmemiş veya isnat ettiği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılır (Hukuk Genel Kurulu 16/09/2015 gün ve 2014/4-85 E 2015/1774 K- 07/07/2010 gün ve 2010/4-377 E 2010/365 K).
Bu ilke ve açıklamalar kapsamında; davalının ...... Belediyesin web sitesinde herhangi bir isme veya muhatabını tarif eden ibare ve görüntüye yer vermeksizin söz konusu ifadeleri kullanmış olmasına göre matufiyet unsuru gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalının ifadelerinin davacıya matuf olmadığının kabulü gerekir. Mahkemece, davanın matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.