Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16346
Karar No: 2020/5118
Karar Tarihi: 17.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16346 Esas 2020/5118 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalılar aleyhine geçit hakkı kurulması talebiyle açılan davada, davacının talebi reddedilmiştir. Davacı şirket bu kararı temyiz etmiştir. Kararda, geçit hakkı davalarının ülkemizde arazi düzenlenmesinin yapılanmadığı için zorunlu olarak açıldığı belirtilmiştir. Geçit hakkı verilmesiyle taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanmaktadır. Geçit hakkı verilmesine yönelik taleplerde, taşınmazın leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması gerektiği belirtilmiştir. Geçit hakkının saptanması ve bedelinin belirlenmesi için uzman bilirkişilerden yararlanılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, kurulan geçit hakkının kütük sayfasında ayrılan özel sütununda tescil edilmesi gerekmektedir. Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 747/2, 748/3 ve 1012. maddeleridir.
14. Hukuk Dairesi         2016/16346 E.  ,  2020/5118 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/07/2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı .... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkil şirket tarafından 4045 parsel sayılı taşınmazın 13.06.2007 tarihinde Hazine"den satış yolu ile satın alındığını, müvekkili söz konusu taşınmazı aldığında tapu kaydında özel orman ile ilgili şerhin bulunmadığını, taşınmazın kaydına konulan özel orman şerhi ile taşınmazın kullanımında sorun oluştuğunu beyan ederek, müvekkil şirket adına kayıtlı ... 4097 parsel sayılı ana taşınmaz ile üzerinde bulunan 4098 ve 4099 parsellerden oluşan özel orman arazilerinden geçen imar yolu için davalı 2634 parsel aleyhine, müvekkili taşınmazları lehine geçit hakkı tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı idare vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında öncelikle sıfat yokluğu nedeniyle devamında geçit şartları oluşmadığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı şirket başvurusunun idare tarafından reddedildiği, red istemine karşıda idari yargıda dava açılması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı şirket vekili temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Somut olaya gelince; 4045 parsel sayılı taşınmazın davacı şirket tarafından 13.06.2007 tarihinde Maliye Hazinesinden satın alındığı, 29.04.2008 tarihli ifraz işlemi ile taşınmazın 4098, 4099, 4100, 4164, 4165, 4166 parsellere ayrıldığı, 4098, 4099, 4100 parsel sayılı taşınmazlar için beyanlar hanesine “Özel ormandır” şerhinin konulduğu; 4164, 4165 ve 4166 parsel sayılı taşınmazların ise arsa vasfını koruduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirkete ait olup lehine geçit tesisi talep edilen 4098 ve 4099 sayılı parseller ile 4165 ve 4166 sayılı parsellerin imar yoluna cepheli olup olmadığı dosyada yer alan kadastral paftadan anlaşılmamaktadır. Mahkemece öncelikle bu parsellerin imar yoluna cephelerinin olup olmadığı incelenmeli, yola cephesinin bulunduğunun saptanması halinde davacı şirketin geçit ihtiyacı içerisinde olmayacağı sonucuna varılmalıdır. 25.03.2016 tarihli fen bilirkişisi tarafından tanzim edilen rapora ekli krokinin, davacının ne şekilde geçit ihtiyacının olduğu ile kadastro müdürlüğünden celbedilen ve taşınmazların sınırını açık olarak gösteren pafta ile çakıştırılarak düzenlenmediği, bu yönüyle denetime elverişli olmayacak şekilde düzenlenen rapor ile yetinilmeyerek, çelişkinin giderilmesi ve geçit hakkı tesisinin adli yargılamanın görevine girdiği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi