Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16470
Karar No: 2020/1321
Karar Tarihi: 26.02.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/16470 Esas 2020/1321 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/16470 E.  ,  2020/1321 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ..."in 792 parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalı ..."a satış suretiyle, 652 ve 659 parsel sayılı taşınmazlarını oğlu Harun"dan olan torunu diğer davalı ..."e ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı ..., 792 parseldeki payın mirasbırakanın borçlarını ödediği için kendisine devredildiğini, davalı ... ise ölene kadar mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını, aynı köyde oturmalarına rağmen davacıların mirasbırakanla ilgilenmediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1930 doğumlu mirasbırakan ...’in 05.07.2010 tarihinde ölümüyle mirasçı olarak çocukları davacılar ...,... davalı ..., dava dışı ...,..,..,..,...,’yi bıraktığı, mirasbırakana vekaleten eşi ...’un 05.08.1998 tarihinde dava konusu 792 parseldeki 5440/17920 payı satış suretiyle davalı ...’a temlik ettiği, mirasbırakana vekaleten ...’un aynı akit ile dava dışı 770, 774, 891 ve 965 parseldeki payları eşit olarak davalı ... ile dava dışı mirasçılar Ogün ve Ali"ye, 737, 788, 465 ve 468 parseldeki payları dava dışı mirasçı ..."ye, 738 ve 739 parseldeki payları dava dışı mirasçı ...’e, 759, 793 ve 659 parseldeki payları da davalı ...’e devrettiği, mirasbırakanın dava konusu 652 ve 659 parsel sayılı taşınmazlarını ise 14.04.2010 tarihinde torunu olan davalı ...’e ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, davalı ...’e ölünceye kadar bakım akdi ile devredilen 652 ve 659 parsel sayılı taşınmazlar yönünden mirasbırakanın temlikteki asıl amacının mirasçılardan mal kaçırmak değil, gerçekten de bakılmak amacı ile yapıldığı, mirasbırakan tarafından kendisine bakılmadığına yönelik bir iddiada bulunulmadığı gibi davacı tanıklarının dahi mirasbırakana ölene kadar davalıların baktıklarını beyan ettikleri gözetilerek, bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün bu parseller yönünden ONANMASINA,
    Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 0l.04.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince, mirasbırakana vekaleten eşi ...’un (tarafların annesi) çekişme konusu 792 parsel sayılı taşınmaz da dahil olmak üzere toplam 15 parça taşınmazdaki payı davalı oğlu Harun ile dava dışı oğullarına devrettiği, aynı akit ile birçok taşınmazın sadece erkek çocuklarına devredilmiş olması ve tüm dosya içeriğiyle mirasbırakan tarafından erkek çocukların üstün tutulduğu, bu haliyle 792 parsel sayılı taşınmazdaki payın muvazaalı olarak temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Hâl böyle olunca, 792 parseldeki 5440/17920 pay yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi