23. Hukuk Dairesi 2017/817 E. , 2019/5101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil veya tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... ile ilgili kişi ... Tapu Sicil Müdürlüğü vekili Avukat... gelmiş, diğer taraflardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı arsa sahipleri ile davalı yüklenici ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olduğunu, davalı yüklenicinin sözleşme gereği kendine düşen 7 nolu bağımsız bölümü 04.04.2013 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satmayı vaadettiğini, sözleşmede 50.000 TL yazıyor olsa da 240.000,00 TL"ye anlaşıldığını ve bu bedelin davalı yükleniciye ödenmesine rağmen edimin yerine getirilmediğini, 7 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek 7 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline mümkün olmaması halinde ödenen 240.000,00 TL’nin faiz ile birlikte ve dairenin satış günündeki fiyatı ile karar tarihindeki fiyatı arasındaki farkın da hesaplanarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ... vekili, sözleşmede 50.000 TL yazıyor olsa da davacı ile 195.000,00 TL"ye anlaştıklarını ancak davacının sadece 150.000,00 TL ödediğini, 7 nolu bağımsız bölümün önceki tarihli anlaşmada arsa sahiplerine ait dairelerden olması sebebi ile davacının kalan borcunu ödemesi halinde muadili bir dairenin tescilini yapmaya hazır olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalı yüklenici ile yapılan sözleşmeden önce dava dışı yüklenici ... ile yapılan sözleşme gereği 7 numaralı bağımsız bölümün müvekkiline düştüğünü ve iyi niyetli olarak satış yolu ile devraldığını, yüklenicinin 3. kişiler ile yaptığı sözleşmeleri bilecek durumda olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı yüklenici arasındaki sözleşmeye göre 7 numaralı bağımsız bölümün 50.000 TL bedel ile satışının vaadedildiği, bu bağımsız bölümün davalı arsa sahibi ... adına tescil edildiği, davalı ...’ın kötü niyetinin ispatlanamadığı, aynen ifanın imkansız hale geldiği, davacı satış bedelinin 240.000,00 TL olduğunu iddia etmiş ise de
davalı yüklenici tarafından sunulan ve davacının imzası olan belgede satış bedelinin 195.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, banka kanalı ile 140.000,00 TL havale yapıldığının sabit olduğu, 50.000 TL nin ise peşinat olarak verildiğinin belgede yazılı olduğu bu durumda 190.000,00 TL ödeme yapıldığının kabulü gerektiği, bu bedelin dava tarihi itibari ile ulaştığı değerin 210.326,37 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı ... yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin diğer taraflardan alınarak, davalı ..."a verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.