Hukuk Genel Kurulu 2014/2510 E. , 2017/418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki "tazminat " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 14. İş Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın ayrı ayrı reddine dair verilen 29.09.2010 gün ve 2009/180 E., 2010/579 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.11.2013 gün ve 2013/10618 E., 2013/21330 K. sayılı kararı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl ve birleşen dava, kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece başlıkta yazılı olan karar ile bozulmuştur.
Bozma üzerine mahkemece ilk kararda direnilmiş, direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda , Ankara 33. Noterliği"nce düzenlenen 24.01.2006 tarih ve 01431 yevmiye numaralı vekaletname ile birleşen dosya davalıları ..., ... ve ..."i temsilen Av. ..."in vekil olarak atandığı, ancak adı geçen vekilin mahkemeye sunduğu 20.03.2009 havale tarihli dilekçesinde; müvekkillerine avukatlıklarından tamamen çekildiğini, dosyayı takip etmeyeceğini, davayı kişisel olarak ya da yeni bir avukat aracılığı ile takip etmeleri gerektiğini iadeli taahhütlü mektupla bildirdiğini, bu bildirimin kendilerine 02.03.2009 tarihinde ulaştığını ve davalıların avukatlıktan çekildiğini bildiklerini belirterek, dilekçe ekinde kendisine yapılan duruşma günü tebliğine dair evrakı mahkemeye iade ederek, yeni duruşma gününün adres bilgisini de vermek suretiyle davalı asillere tebliğini talep ettiği görülmektedir.
Mahkemece, Av. ... tarafından sunulan çekilme dilekçesinin davalı ... imzasına 01.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen anılan avukatın yeni bir vekaletname ibraz etmeden 29.09.2010 tarihinden itibaren bir kısım duruşmalara katıldığı ve direnme kararı ile bu kararın temyizine ilişkin olarak davacı vekilince verilen dilekçenin kendisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 34. maddesine göre avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.
Yine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 77. maddesinin 1. fıkrası “ Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenlemeler ile Av. ..."in vekillikten çekildiğini iadeli taahhütlü mektupla 02.03.2009 tarihinde tüm müvekkillerine bildirdiğini dilekçesinde açıkça belirtmiş olması karşısında, vekaletin devam edip etmediği hususunun açıklığa kavuşturulması zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu nedenle, mahkemece 6100 sayılı HMK"nun 77/1. maddesine göre işlem yapılarak eksikliğin giderilmesi, direnme kararı ve temyiz dilekçesinin tebliğ edildiği vekilin müvekkillerine 02.03.2009 tarihinde yapıldığını bildirdiği tebligata ilişkin evraklar ile birlikte yeni vekaletnamesi varsa ibraz etmesi için kendisine olanak tanınması, yeni vekaletname ibraz edilmez ise kararın ve temyiz dilekçesinin davalı asillere tebliğ edilip temyize cevap süresinin beklenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, davaya konu olay nedeniyle davalılar hakkında Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2003/31 E. ve 2003/70 K.(eski 2000/177 E. ve 2001/24K.) sayılı ceza dava dosyasının da bulunmadığı anlaşılmakta olup, anılan dosyasının da mahkemesinden istenilerek dosya arasına alınması gerekmektedir.
Yine davacı kurum müfettişlerince yapılan inceleme ve soruşturma neticesinde davaya konu olay nedeniyle düzenlenen 15.06.1999 tarih ve B142MKE0600203-4 sayılı teftiş raporu ve 23.02.2000 tarih ve B142MKE0600103-2 sayılı teftiş raporunun da dosya arasında bulunmadığı anlaşıldığından bahsi geçen teftiş raporlarının da temin edilerek dosya arasına alınması gerekmektedir.
O halde, belirtilen eksikliklerin tamamlanmasından sonra Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak, anılan eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi için Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmek üzere dosyanın Yerel Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.