22. Hukuk Dairesi 2017/22727 E. , 2019/11140 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette 2010 yılınının haziran ayında sigortasız çalışmaya başladığını, 2011 yılı içerisinde sigorta girişinin yapıldığını, JCB ve Forklift operatörü olarak çalıştığını, ücretinin asgarisinin banka aracılığıyla bakiyesinin elden ödendiğini, toplamda 1.650,00 TL ücret aldığını, en son 800,00 TL ücret alacağının tarafına ödenmediğini, davacının çalışma sisteminin sabah 08:00-akşam 19:00 şeklinde ayda iki hafta sonu hariç ayda 10 gün gece saat 22:00 ye kadar, ulusal bayramların tümü ve dini bayramlarda yalnızca son bayram olan 28.07.2014 günü çalıştığını, bu dönemlere dair ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, fazla mesai, bakiye ücret ve kıdem tazminatı ile ihbar tazminatlarının ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Cevaplarının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı ve hafta tatili alacağına hak kazanığ kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler hafta tatili alacağı için de geçerlidir.
Somut olayda, bilirkişi tarafından, davacının fazla mesai ve hafta tatili alacağı, 2012 yılı 9. ayına kadar, davacının günde 10 saat çalıştığı ve 1 saat ara dinlenmenin mahsubu ile haftanın 7 gününde, hafta sonundaki 7,5 saate takabül eden çalışması mahsup edildiğinde haftalık 10,5 saat fazla mesai yaptığı ve davacının tüm hafta sonlarında çalıştığı kabul edilerek hesaplanmıştır. Ancak, davacı dava dilekçesinde, ayda ortalama 2 hafta tatilsiz olarak çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece, davacının 2012 yılı 9. ayına kadar, tüm hafta sonlarında çalıştığı kabul edilerek belirlenen fazla mesai ve hafta tatili alacağına göre hüküm kurulması, davacının talebinin aşılmasına neden olmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunun 26. maddesi;"Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. " düzenlemesine haiz olup, mahkemece, davacının 2012 yılı 9. ayına kadar ki, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının, davacının talebi ile bağlı kalınarak ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.