Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/7550 Esas 2014/25950 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/7550
Karar No: 2014/25950
Karar Tarihi: 17.12.2014

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/7550 Esas 2014/25950 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, alkollü olarak araç kullanan sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan beraat kararını reddederek mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğini belirtti. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun alkol etkisiyle işlenebileceği ve bunun için alkolün etkisi altında araç kullanmanın kasıtlı olarak gerçekleştirilmesi gerektiği ifade edildi. Sanığın 103 promil alkollü olarak sürüş yaptığı tespit edildi ve bu durumun güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği sonucuna varıldı. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 179/3. maddesi de vurgulandı ve alkol veya uyuşturucu maddelerin etkisinde araç kullanmanın suç olduğu belirtildi. Ayrıca, Adli Tıp Kurumu'nun uzman görüşü de dikkate alınarak, alkollü bir şekilde araç kullanmanın risk oluşturabileceği ve bireysel farklılıklar gösterdiği belirtildi.
12. Ceza Dairesi         2014/7550 E.  ,  2014/25950 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname no : 12 - 2013/337899
    Mahkemesi : Kadirli 1. Sulh Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 26/03/2013
    Numarası : 2012/342 - 2013/145
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere göre, mahalli Cumhuıriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
    İncelenen dosyada; 103 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.