23. Hukuk Dairesi 2016/8195 E. , 2019/5098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Avukat...ile asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili Avukat ..."nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl dosyada davacı vekili, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca, davalının web sitesi üzerinden aldığı siparişlerin davalı tarafça aynı anda görülerek sipariş ve teslim hizmetinin davacı adına gerçekleştirildiğini, teslim edilen her ürün bedelinin %60’ının davalı hesabına hakediş olarak yatırıldığını ve davalının bu hakediş oranında davacıya fatura kestiğini, davalının ödeme güçlüğü içerisine düştüğünü ve 2011 ocak ayından itibaren davacıya borç bakiyesini gösteren ödeme planı çıkarıldığını, davalının bu ödeme planına uymadığı gibi anneler gününden önce bölgesine düşen 3000 adet sipariş için avans istemesi üzerine 205.000,00 TL avans verildiğini, toplam borcunun 621.238,34 TL ye çıktığını, avans ödemesinden sonra siparişleri yerine getirmeyerek taşındığını ve borcunu ödemediğini, kötü niyetli olarak 350.000,00 TL tutarında fatura gönderdiğini, faturası kesilmeyen 153.715,00 TL hakediş düşüldükten sonra kalan 467,523,35 TL’nin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, %20 komisyon oranı ile anlaşıldığını, ihtiyaç duyulan malzemenin davacı tarafından temin edilmediğini, avans ödemesinin söz konusu olmadığını, 2011 yılında da aslında davalının alacaklı olduğunu, cari hesap ekstresinden de bu durumun anlaşılacağını, gönderilen 205.000,00 TL’lik ödemenin geçmiş aylardaki alacaklara ilişkin ödeme olduğunu, davacının tüm ödemeyi yapmaması nedeni ile anneler günü siparişlerinin yerine getirilmediğini, gönderilen 2 adet faturanın da iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, birleşen davalı tarafından alınan siparişlerin %20 komisyon karşılığı yerine getirildiğini, birleşen davalının hizmet bedelini ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dosyada davalının davacının bayisi olarak hizmet verdiği, davacının %40, davalının ise %20 kar marjı ile çalışıldığını iddia ettiği, bu durumun taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığından tespitinin davacının diğer bayileri ile olan ticari işlemlerde uyguladığı genel bir kar marjı ve karlılık ölçüsü dikkate alınarak hesaplandığında %40 olarak tespit edildiği, davalının yaptığı toplam çiçek tesliminin bedelinin teslim fişleri ile belirlenmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafından teslim edilmek üzere 56.561 adet sipariş kaydı girildiği sipariş numara ve tutarlarının manyetik ortamda alındığı ve buna göre toplam satış bedelinin 2.994.085,81 TL olduğu, davalının çiçek sepeti sistemi üzerinden 63.00 adet sipariş teslimi yaptığını bildirdiği ancak bu iddiasını ispata yarar delil dosyaya sunamadığı, teslim fişlerinin yasal ispat vasıtası olamayacağı, davacının ekran kayıtları dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu davalıya yapılan ödemeler ve satış bedelleri de dikkate alındığında asıl dosyada davacının davalıdan 207.093,94 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl dosyada davalı, birleşen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davacı-birleşen davada davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınarak, asıl davada davacı-birleşen davada davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.