MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü"ne bağlı ...Köy Hizmetleri Müdürlüğünde 07/06/1985 tarihinde işe başladığını, 14/10/2012 tarihinde de emekli olduğunu, ...Köy Hizmetleri Müdürlüğünde işe başladığı tarihten 2001 yılına kadar geçici işçi statüsünde çalıştırıldığını, 2001 yılından emekli olduğu tarihe kadar ise kadrolu işçi statüsünde çalıştırıldığını, ancak geçici işçi statüsünde çalıştığı yılların kıdem hesabı statüsünde dikkate alınmadığını, Köy Hizmetleri nezdinde geçici mevsimlik işçi olarak işe başladığı tarihten daimi kadrolu statüye geçtiği tarihe kadarki hizmet süresinin hesaplanarak belirlenecek derece ve kademe intibakının yapılması ile ödenen ve ödenmesi gereken ücretlerin tespit edilerek aradaki ücret farkının müvekkil davacıya ödenmesinin gerektiğ, dava dilekçelerinde belirtmiş oldukları diğer hususlarda göz önüne alınarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Dairemizin 21.11.2017 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 04/02/1948 gün 1944/10 esas 1948/3 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğünden sonra söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanıp uygulanamayacağına yönelik terreddütler nedeniyle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca alınan 06/05/2016 tarih ve 2015/1 esas, 2016/1 karar sayılı ilamında; “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04/02/1948 tarih ve 1944/10 esas 1948/3 karar sayılı YİBK."nın değiştirilmesine gerek olmadığına” yönelik karar vermiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/03/2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar. Bu ilke Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtayın bozma kararına uymuş olan Mahkemenin, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Somut olayda ise, Mahkemece, Dairemizin 21.11.2017 tarih 2015/29895 esas 2017/25401 karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, davacının bozmadan sonra yapmış olduğu ıslah dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece; dava konusu alacaklara ilişkin ıslahla arttırılan miktarları dikkate almadan dava dilekçesindeki miktarlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bozma ilamından sonra yapılan ıslaha değer verilerek davacının dava konusu alacak taleplerinin tümüyle kabulüne yönelik hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.