6. Ceza Dairesi 2014/8468 E. , 2018/1952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yaralama, tehdit, mala zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme, kamu görevlisine karşı hakaret, kamu malına zarar verme, iftira
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında katılan ..."ya yönelik yaralama, sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..." ya yönelik tehdit ve mala zarar verme; sanık ... hakkında mağdurlar ..., ... ve ..."e yönelik görevi yaptırmamak için direnme; sanık ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..., ... ..., ... ve ..."a yönelik kamu görevlisine karşı hakaret; sanık ... hakkında kamu malına zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Kasten işlemiş olduğu suç nedeniyle mahkum olan sanıklar hakkında 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de, kasten işlenen suçlarda hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olan ve 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, cezaların yerine getirilmesi (infaz) aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiş;
Sanıkların, katılan ..."ya yönelik tehdit suçunu el ve iş birliği içerisinde birlikte işlendiği anlaşılıp kabul edildiğine göre, anılan suçla ilgili olarak yapılan uygulamada sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 106/2. maddesinin (c) bendinden uygulama yapılması gerekirken 106/1. maddesinin (1) cümlesinden uygulama yapılarak sanıklar hakkında eksik cezaya hükmedilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye kısmen uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında, mağdurlar ..., ... ve ... ile mağdurlar ..., ..., ..., ... ..., ... ve ..."a yönelik olmak üzere iki kez görevi yaptırmamak için direnme; iftira suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; görevi yaptırmamak için direnme suçunun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar ... ve ..."un katılan ..."nın iş yerinde meydana gelen yaralama, tehdit, mala zarar verme eylemleri nedeniyle ihbar üzerine olay yerine gelen ilçe emniyet müdürlüğünde görevli polis memurları ..., ... ve ..."in kendilerini karakola götürmelerine karşı çıkıp cebir kullanarak “Bizi polis karakoluna götürecek adamın anasını avradını sinkaf ederiz, buranın kaymakamı, savcısı, valisi biziz, bize kimse hiçbir şey yapamaz, buradan gidin yoksa kan dökeriz, s...gidin, sizi de öldürürüz” şeklinde sözlerle tehdit ederek polis memurlarının görevlerini yapmalarını engel olup olay yerinden kaçtıkları bunun üzerine polis memurlarının takviye ekip çağırarak iki ayrı ekip halinde sanıkları aramaya başladıkları, kısa bir süre sonra ekiplerden birisinin sanık ..."ü bulduğu, polis memurları ..., ..., ..., ... ve ... ile emniyet amiri ..."ın bulunduğu bir ortamda sanık ..."ün karakola götürülmek istenmesi sırasında polis memurlarına karşı “Hepiniz çocuğu var, ayağınızı denk alın, sizin ananızı avradınızı sinkaf edirim, sizinde çocuklarınız var, sizi yaşatmayacağız, işinizi bitireceğiz” şeklinde tehdit içeren sözlerle polis görevlilerine karşı direndiği şeklinde gerçekleştiği anlaşılan eyleminin bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kişiye karşı hukuksal anlamda tek bir fiille işlendiği, zincirleme suç hükümleri nazara alınarak görevi yaptırmamak için direnme suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden ve suç kastının nasıl yenilendiği, eylemlerin neden bağımsız suç kabul edildiği denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle karar yerinde gösterilmeden yazılı şekilde sanık ... hakkında iki ayrı görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2-5237 sayılı TCK"nın 167. maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşabilmesi için; “yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin” gerektiği, somut olayda; sanığın eyleminin suç işlemediğini bildiği kimseye suç atmak biçiminde olmayıp gerek Cumhuriyet Savcılığında gerekse sorgudaki beyanlarında, “polis memurlarının kendisini yakalamak amacı ile biber gazı sıktıklarını, üzerine çullandıklarını, kollarından kelepçelediklerini, ayaklarından ve boğazından tutarak zorla polis otosuna bindirdiklerini, bileğindeki kelepçe nedeniyle çok ağrıdığını, polis memurlarının kendisini hiç dinlemediklerini belirtip kendisini döven polis memurlarından şikayetçi olması” şeklinde bir takım iddialarının 1982 Anayasasının 36 maddesinin 1. fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde düzenlenen hak arama özgürlüğü kapsamında olduğu, sanığın iddiaların kanıtlanamamasının iftira suçunun mevcudiyetine sebebiyet vermeyeceği düşünülmeden, yasal unsurları itibariyle oluşmayan iftira suçundan sanık ..."ün beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Kasten işlemiş olduğu suç nedeniyle mahkum olan sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.