Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1600
Karar No: 2021/1477
Karar Tarihi: 02.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1600 Esas 2021/1477 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1600
KARAR NO: 2021/1477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2020/793 E. - 2021/512 K.
DAVANIN KONUSU:Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen ihya davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Tasfiye Halinde ... Ticaret A.Ş. hakkında Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2020/156 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, davanın devam edebilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması amacıyla anılan şirketin tüzelkişiliğinin ihyası için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek, Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2020/156 esas sayılı dosyanın görülüp sonuçlandırılması ve verilecek kararın icrası işlemlerinin yapılabilme için şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dava, sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısında; ihyası istenen şirketin ticaret sicil kaydının 6102 sayılı TTK.'nun geçici 7. maddesi uyarınca 30/12/2019 tarihinde re'sen terkin edildiği anlaşılmaktadır. Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.1999 gün ve 1999/10-1-1 sayılı kararı). Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir. Davacının iddiaları, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya kapsamına binaen; Müvekkili tarafından Tasfiye Halinde ... A.Ş hakkında Bakırköy 18. İş Mahkemesi 2020/156 esas sayılı dosya ile dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, davanın devam edebilmesi ve taraf ehliyetinin sağlanması amacıyla ilgili şirketin tasfiye haline dönüşmesi ve tüzel kişiliğinin ihyası için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu ve bu dosyada Tasfiye Halinde ... A.Ş'nin 30/12/2019 tarihinde terkin edildiğini, oysa ki bu davanın varlığı karşısında tasfiyenin gerçek anlamda tamamlandığı ve tasfiyenin hukuken sonuçlandırıldığının kabul edilemeyeceği anlaşılmakla haklı olan davanın kabulüne karar verilmiş, davada davalı ticaret sicil müdürlüğünün yasal hasım olması ve davanın açılmasına sebebiyet vermemesi karşısında aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır." gerekçesiyle; davanın kabulü ile 30.12.2009 tarihinde sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde ... A.Ş.'nin Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2020/156 Esas sayılı dosyasına özgü olarak ihyasına, karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 07.05.2021 tarihli tavzih kararıyla, son tasfiye memuru davalı ...'un ek tasfiye için görevlendirilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesine rağmen müvekkili yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılarak, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK'nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye için şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davalı tasfiye memuruna tahmiline karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, vekalet ücreti yönünden yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhyası istenen şirketin tasfiyesinin sona erdiği hususunun, 30.12.2019 tarihinde tescil edildiğine ilişkin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısı mevcuttur. Davacı, 17.08.2020 tarihinde Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2020/156 Esas sayılı dosyasında 13.10.2016 tarihli iş kazası nedeniyle ödenen tazminat ile bağlanan aylığın rücuu talebiyle dava açmıştır. Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtayın emsal kararları bu yöndedir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. Sayılı kararı; Yargıtay11.Hukuk Dairesinin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı). Ancak, davalı tasfiye memuru tasfiyeyi eksik bırakması halinde yargılama giderlerinden kural olarak sorumlu tutulmalıdır. İlk derece mahkemesince, yargılama giderlerinden davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuş ancak vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Davacı tarafından 2020 yılında açılan rücu davasından önce şirket tasfiye edilerek terkin edilmiştir. Terkin tarihinden sonra açılan davada şirket tüzel kişiliğinin temsil edilmesi gerektiğinden şirketin ihyasına karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince, yargılama giderlerinden davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuş ancak vekalet ücreti konusunda bir karar verilmemiştir. HMK'nın 326. maddesi uyarınca, kanunda yazılı istisnalar dışında, yargılama giderlerinden, aleyhine hüküm verilen taraf sorumludur. Bu istisnalardan biri HMK'nın 312. maddesinde düzenlenmiştir. HMK'nın 312.maddesinin 2. fıkrasında; ''Davalı davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmez. '' şeklinde hüküm bulunmaktadır. Somut olaya bakıldığında, davalı tasfiye memuru, davacının alacağını ödemeden ya da tevdi etmeden tasfiyeyi sonuçlandırarak eldeki davanın açılmasına sebebiyet vermiş; ayrıca davanın açılmasına sebebiyet vermediği iddiasında ise ilk celsede davayı kabul ettiğini beyan etmemiştir. Bu durumda, HMK'nın 326. maddesindeki genel kural uyarınca, davalı tasfiye memurunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekirken, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine ve yargılama giderlerinin davalı tasfiye memuruna tahmiline dair dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicil kaydı terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde ... A.Ş.'nin, Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2020/156 Esas sayılı dava dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere, ticaret siciline yeniden tescili suretiyle İHYASINA, 2-Tasfiye Memuru olarak ...'un atanmasına, 3-Keyfiyetin, karar kesinleştiğinde ticaret siciline tescil ve ilanına, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harcın davalı ...'dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan 63,00 TL yargılama giderlerinin davalı tasfiye memuru ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, 7-Yasal hasım konumunda bulunan ve kanuni görevini yapan davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına, 8-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden, a-Davacı tarafından yapılan 30,50 TL istinaf yargılama giderinin davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine, b-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 10-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine, 11-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.12.2021 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi